-Aşkın kulpu yok ki bir tutuşta sahip olabileyim...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın
namert hisleri ektin ya ihanetin oldu yüreğimde şimdi ise kol geziyorsun kırılmamış her yerimde... bunca hüzün dolu yaprak dökümünü kim toplayabilir ki tek celselik kopuşta ansızın düşmüştü ya o kuruttuğun dallarım gecelerin koynundan ben gömülü kaldım akşamların gizinde de görülmez oluyor ruhum bundan gayri ne etsen de gaddarlığından da bulanık akacak göz pınarlarım Aşkın kulpu yok ki bir tutuşta sahip olabileyim... söyle be zalim namert güdümlü hain ben seni hep gizlice anmaya mı mahkumum mevsim mevsimleri kovalıyor benliğimi o bencil eylüllüğün bir çekişte de koparıyor sicim sicimde sevgisiz şu gönlüm de içten boşalıyor kara iklimleri de hızla aşıyor yalnızlığım bir çırpıda umudumu delişte geçerken düşlerim ve hiç yaşanmamış muhitlere tek başına dalıyor hiç bir mahluk kalmadığından etrafımda bir kış hükmü geçiyor bir kuru sıcak bir de ne üdüğü belirsiz iklimin gönlüm kuru bir dere susuz akıyor aldatılarak derin yaran durmadan kanıyor her an dikmem gerekiyor hiç durmadan kulpu kırık kazanda kaynıyorum sonradan sözlerinin cehenneminde her an yanar hüsran ateş olup küle dönüşürken gönlümde bir anda da sinsi bir savruluşta kaçtın gökyüzüne hicranlar dadanıyor gecelerin içinden isyanlarıma daha hazır değilken sırtımı sen vurdun yerden yere vuslata varmadan tek başına gömdün aşkı ruhuma nalıncı keseri gibi hep sana hep sana bir ucundan bile pay vermedin ucu yanık tutkuma bak işte kör bir yürekle bölük pörçük ettin ömrümü ve sancılı bir sızıyla çökerttin yalnız gecelerimi kahrımın nezaretinde de sorgusuz sualsizim ne baharı kaldı ne de yazı kışa razı gelen içimin karanlık gölgelerde kaybolurken maziler somurtup da duruyor o cana da can katan gülüşler hiç gaile çekme asla varamam ki üstüne tasalanışta korkmamalısın da bir fiskelik bile gücüm yok zaten senin vefa ve sevgiye de karnın tok sevgiye aşk gebeyken kalbime bir mermi gibi saplanıp öldürdüğüne aldırmadın da sürüm sürüm süründürdüğüme hükümsüz bir yaşamın kayıp ilanındayım nasıl olsa varlığım kalmış nazarında yok hükmünde düşün de duruver sen istersen toz duman edişte kavurduğun bu garibi gömmene de hiç mi hiçte gerekte kalmadı dön yüzünü Mevlama da bir rüzgar yeter ister isen Sema ya savrulurken en fazlası milyonlara bölün erekten teğet geçişte de giderim o sahtekar gözlerinin önünden... (21.09.2018) AZAP... |