Yaş KütüğüŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Kırk dördünde torun ister kuzudan
Kırk beşinde dişi düşer azıdan Kırk altı da hesap sorar yazıdan Geçmişi yoklayıp deşince güzel
Gelişiyle sanki bir güneş doğar
Dünyaya gözünü açınca güzel Anayı babayı sevince boğar Sürünüp yürüyüp koşunca güzel Üç yaşında uykusunda özlenir Dört yaşında oyun oynar gizlenir Beş yaşında üstü başı tozlanır Kumlu toprakları eşince güzel Allah vergisidir candır çiçektir Altısına kadar ballı böcektir Feleğin ağları örülecektir Çocukluk ipini kesince güzel Yedisinde okuldan gelir yatar Sekizinde yavaş yavaş boy atar Dokuzunda yumuş buyur naz satar Kendini tanıyıp kasınca güzel On yaşında palazlanır hallenir On birinde celallenir tellenir On iki de beyaz benzi allanır Saçını tarayıp kesince güzel On üçünde nispet eder güllere On dördünde yaşmaklanır ellere On beşinde yürüdüğü yollara Ayağını sağlam basınca güzel On altıda fistan belini sıkar On yedide kaşını yere yıkar On sekizde baba evinden çıkar Sevdası döşüne düşünce güzel On dokuzda kıymetli has gelindir Yirmisinde gayri tamam elindir Yirmi bir de ateşindir kül’ündür Ocakta yemeği taşınca güzel Yirmi üç de çocuk bakmaya başlar Yirmi dört de ağıt yakmaya başlar Yirmi beş de dişin sıkmaya başlar Meşakkat başından aşınca güzel Otuzunda çarşı pazar boylanır Otuz üç de her bir şeyden huylanır Otuz beşte karşı gelir söylenir Derdine dolaşıp düşünce güzel Kırk birinde kaynanayı sallamaz Kırk iki de ev işini ellemez Kırk üçünde selam kelam yollamaz Havadan nem kapıp küsünce güzel Kırk dördünde torun ister kuzudan Kırk beşinde dişi düşer azıdan Kırk altı da hesap sorar yazıdan Geçmişi yoklayıp deşince güzel Kırk yedide yeyip içtikçe şişer Kırk sekizde gayri gezmeye düşer Kırk dokuzda çağrılan yere koşar Başında yelleri esince güzel Ellisinde süslü giyer kuşanır Elli beş de dünya kendinin sanır Altmışında yavaş yavaş usanır Gönlündeki kuşlar susunca güzel Atmış bir de hayata roman yazar Atmış üç de oturuyorken sızar Atmış dört de çizgilerine kızar Gözlerini yumup kısınca güzel Atmış beşte yaşlılığa yanaşır Yetmişinde vara yoğa konuşur Yetmiş beşte bebelere danışır Unutulup aklı şaşınca güzel Sekseninde kuşak sarar beline Seksen üç de baston alır eline Seksen dörtte eyvah denir haline Yolunu görmeyip pusunca güzel Seksen beşte hayatını sayıklar Doksanında kefen parasın yoklar Yüz yaşında tamam ölmeyi bekler Eleği duvara asınca güzel... Bilal KARAMAN |
Kalemin susmasın
_______________________Selamlar