Sevdam Diyarbekir
Ne güzeldir söylemesi bile
Gazi köşkü, Mardin kapı, Yeni kapı, Ofis, Bağlar, Alipınar, Dağkapı, Urfa kapı,ali paşa,dört ayaklı minare, Ulu cami,yedi kardeş burcu… Bunların adı Diyarbekir…. Anlatılmaz yaşamak gerek bu şehir de Baş dönmesi gibidir diyarbekir, Yürek türküsüdür diyarbekir… Hani savrulurdu ya bedenlerimiz ordan oraya Hani yürürdük ya dört ayaklı minareden melik ahmede Ey umutları ateşe atılmış yalnızlığı yakılmış kent İçimdeki ince bir çizgisin sen Yorulmuş dermanımsın sen Uykularımda beni vuran mermisin sen Bu kaçıncı vuruluşum, bu kaçıncı ölüşüm Sana… Ahh,Diyarbekir ah… Hiç bir hece yetmiyor seni yazmaya Yazmak istesem de yazamıyorum. Yağmursuz bir bulut çökmüş sanki üstüme Zavallı tutsak gözlerim baktıkça sana, Şiirsiz sancılarla daralıyor göğüs kafesim. Hangi yöne baksam sokaklarında, Devrim acıları sarıyor yüreğimi. On gözlü köprü, Benusen, Fiskaya, Heysel bahçeleri…. Düşündükçe yüreğim üzgün, beynimi sarmış hüzün. Akan Dicle nehrinde, karacadağ da sabahsız gecelere haps oluyorum. Geceleri bir umut nöbetlerinde, küf tutmuş surlarında,avlularında Soluksuz Ahmet arif,cahit sıtkı okuyorum. Zemherinde Ahmet kaya dinliyorum. Öfkelerim kadar büyük Dicle de, yıkadığım duygularım, umutlarım sel olup akıyor…. “Umudumun umudusun Diyarbekir” 27.04.2018 07.09.2018 / Bayram Köse |