65. "YÜREĞİMİN AŞK KENTİ" - İSTANBUL!..
İstanbul, yüreğimde közlediğim şehirsin
O maviyle yeşilin, beni sarsın İstanbul İstanbul bir içim su, özlediğim nehirsin; .......... Düştü yola yüreğim, sana varsın İstanbul, .......... O maviyle yeşilin, beni sarsın İstanbul. İstanbul “Yedi tepe” yedi veren gül gibi İstanbul Rabbimizden bizlere ödül gibi İstanbul seninleyim bakma bana el gibi .......... Hayâlini kurduğum, cana hâr`sın İstanbul, .......... Rüyasına durduğum, bana yâr`sın İstanbul. Hoş gerdanlık köprüler, boğazında duruyor Kim bilir senin için kimler hayâl kuruyor İstanbul!.. Ah İstanbul, beni candan vuruyor; .......... Ölümüm dosttan olsun, varsın vursun İstanbul, .......... Ben yolunda öleyim, hayat dursun İstanbul. “O ne güzel askerdir, o ne güzel kumandan Elbet `Konstantiniyye`, fetih olacak!…” bundan Bu kutlu söz üzere, burada ’Eyüp Sultan’; .......... Sen sönmeyen bir ışık, ruha nur`sun İstanbul, .......... Feth olmayı bekleyen kutlu sur`sun İstanbul. Başlamış "Feth-i mübin" yer yerinden sökülmüş Çalmış mehter marşları, yağlı toplar dökülmüş Müjdeye kavuşulmuş, zor bilekler bükülmüş; .......... Mutlu güne eriştin, namus, âr’sın İstanbul, .......... Asırlarca bekledin; "Fatih sarsın" İstanbul. ”Üçler, Yediler, Kırklar!..” İzin verdi Yaradan, Gemiler dağlar aşıp yollar buldu karadan, Surda gedik açıldı, geçti ecdat oradan; .......... Tuksak idin ezelden, artık hürsün İstanbul, .......... Hiç bitmesin bu rüya, daim sürsün İstanbul. Yeniçeri hücumda, veriyor kanlı zahmet, Fatih dua ediyor; “ Yetiş ya fakih Ahmet!..” Akşemsettin secdede, yağıyor o an rahmet; .......... Çalsın zafer marşları, mehter vursun İstanbul; .......... Geliyor genç Padişah, düğün kursun İstanbul. Baktım ki; Ulubatlı’m surlara sancak asar, Baktım Şanlı Fatih’im, tarihe mühür basar, Baktım mağlup düşenler, hâlâdır zehir kusar; .......... Ecdâda şeref, nâmus, sadık yâr`sın İstanbul, .......... Hayâl değil gerçeksin, çünkü varsın İstanbul. Ayasofya mabedim, seni kalpte gizledim, Başkasına yâr idin, yüreğime sözledim, Tekrar aç mâbedini yüz sürmeyi özledim; .......... Bu işin hesabını, ecdat sorsun İstanbul, .......... Sen yürekte bir ateş, yanan kor’sun İstanbul. Bir ayağın Avrupa, diğeriyse Asya’da, Bir kolun Afrika’da, diğeri Kafkasya’da, Yok dünyada bir eşin, Amerika, Rusya’da; .......... Sinan gelsin yeniden, taş taş örsün İstanbul, .......... Dünyanın gözü nurdan şehir görsün İstanbul. Nice Âlim, Evliyâ; sır olmuşlar gövdende, Nice gönül sultanı, kor olmuşlar gül tende, Vurgunum asıl bundan, bu ateş sönmez bende, .......... Güneşim sende batmış, sen ne dersin İstanbul? .......... Işığa hasret ruhum, sende ersin İstanbul. Ey İstanbul; bilirim, altından kumun taşın, Nice çağlar eskittin, bilmem ki kaçtır yaşın, "Yüreğimin Aşk Kenti!.. " Öne düşmesin başın; .......... Mahmudum, yüreğini sana versin İstanbul, .......... Tükenmeyen hasretim, sona ersin İstanbul!.. İstanbul, yüreğimde közlediğim şehirsin, O maviyle yeşilin, beni sarsın İstanbul , İstanbul bir içim su, özlediğim nehirsin!.. Kadir Çetin 30.05.08 Nazilli |
bu istanbul benim bildiğim istanbulmu?
şiir eşsiz güzellikte.
evet gönlümüzde seçkiyi hak edenlerden.
tabiiki yorumda
tebrikler
selamlar.