YÛNUS SIRDIR !Bu Ummâna dalan alır, Yûnus sırdır, Yûnus can, Dalmayanlar mahrum kalır, Yûnus dündür, Yûnus gün! Onun yolu sevi yekten, et-kemiği sevidir; Sefer kıldı gönüllere, gönül Hakk’ın evidir! Samîmiydi Halık’ına, imânı tam, kavidir; Ona sağdı ledunundan, Yûnus mânâ Devidir! Zûlümâtta devinenler, bilin onda hikmet bün, Nümune-i âlemsiniz, o dur size lâzım Gün! Varın mânâ Ummânına, helkeleri daldırın, Süsleyûben istikbâle, rûhunuzu güldürün! Samîmiyet Ozan İlo, anla, hıfzet Yûnus’u; Karanlıktan suhuletle, geçirecek fanusu! 28.05.2008/23.01 |
Çıktım erik dalına
Anda yedim üzümü
Bostan ıssı kakıyıp
Der ne yersin kozumu
Uğruluk yaptı bana
Bühtan eyledim ona
Çerçi de geldi aydır
Hani aldın gözünü
Kerpiç koydum kazana
Poyraz ile kaynattım
Nedir diye sorana
Bandım verdim özünü
İplik verdim cullaha
Sarıp yumak etmemiş
Becid becid ısmarlar
Gelsin alsın bezini
Bir serçenin kanadın
Kırk katıra yüklettim
Çift dahi çekemedi
Şöyle kaldı kazını
Bir sinek bir kartalı
Salladı vurdu yere
Yalan değil gerçektir
Ben de gördüm tozunu
Bir küt ile güreştim
Elsiz ayağım aldı
Güreşip basamadım
Gövündürdü özümü
Kafdağı'ndan bir taşı
Şöyle attılar bana
Öylelik yola düştü
Bozayazdı yüzümü
Balık kavağa çıkmış
Zift turşusun yemeğe
Leylek koduk doğurmuş
Baka şunun sözünü
Gözsüze fısıldadım
Sağır sözüm işitmiş
Dilsiz çağırıp söyler
Dilimdeki sözümü
Bir öküz boğazladım
Kakladım sere kodum
Öküz ıssı geldi der
Boğazladım kazımı
Bundan da kurtulmadım
Nideyim bilemedim
Bir çerçi de geldi der
Kanı aldın gözgümü
Tosbağaya sataştım
Gözsüz sepek yoldaşı
Sordum sefer nereye
Kayseri'ye âzimi
Yunus bir söz söylemiş
Hiçbir söze benzemez
Münafıklar elinden
Örter mâ'na yüzünü
YUNUS EMRE
Çıktım erik dalına, anda yedim üzümü
Bostan ıssı kakıdı, der ne yersin kozumu.
Erik yemek üzere erik dalına çıktım; ama bir de baktım, üzüm yemekteyim. Şaşkınlığımdan hayrete düştüğüm sırada bir ses duydum: Bahçenin sahibi kızgın kızgın bana bağırmaktaydı: "- Bre sen ne hakla benim cevizlerimi yiyorsun?'
'Issı : Sahibi
Kakımak: Kızmak
Bu beyitte erik (sırf dışı yenildiği ve içinde kocaman bir çekirdeği içerdiği için şeriat'ı, zahiri bilgiyi temsil eder.. Üzüm tamamı yendiği ama yine de içinde ufacık bir yabancılık çekirdeği bulundurduğu için tarikatı temsil eder.. Koz (ceviz) ise, dış kabuğu atılıp özü yendiği için hakikate misaldir..
Erik dalına çıkıp üzüm meye kalkan kişi gülünç olur.. Mürşidi kamil böyle bir kişiye kızarak sen ancak erik ve üzüm yemeğe ehliyetlisin niye ceviz yiyorsun diyerek onu azarlar..
Kerpiç koydum kazana, poyraz ile kaynattım
Nedir deyip sorana bandım verdim özümü
Kerpiç çamurdur yenmez, yiyeni de hasta eder.. Poyraz yemeği pişirmeye değil ancak soğutmaya dondurmaya yarar. Bir işin yolunu yordamını bilmediği halde ustalık taslamaya kalkan kişi gülünç duruma düşer.. Kazana koyduğu çamuru poyraz ile kaynatarak birşey yapmış görünür..
Ne pişiriyorsun diyene de ermiş gibi davranarak bir parça tattırır..
İplik verdim çulhaya sarıp yumak etmemiş
Becit becit ısmarlar gelsin alsın bezini
Bu beyitte yukarıdakinin bir benzeri. Çulha (bez dokuyucu) olmadığı halde, iŞinin erbabıymış gibi davranan ipliği yumak etmemiş daha sonrada becit (acele) şekilde gelin alın yaptım diyen cahili vurguluyor Yunus..
Bir serçenin kanadın kırk kağnıya yüklettim
Çifti dahi çekmedi şöyle kalsın kazını
Serçe kanadı ermiş yücelmiş kişileri temsil eder. Kırk kağnı ise onu anlamayan çekemeyen ham ruhlu, dar görüşlü kimselerdir. Kamilin yükü serçe kanatlıdır ama kırk kani o yükü ekemeyecektir çünkü yük ağırdır..
Bir küt ile güreştim elsiz ayağım aldı
Yıkıp bastıramadım göyündürdü özümü
Bu beyit arif ve olgunların kendi nefsi ile mücadelesini ve bütün gayretine rağmen yenilişini ifade eder..
Küt kötürüm ve çolak demektir. Nefsi temsil eder. Elsiz olan şeytandır ve onla güreşirken şeytan üstün çıkmaktadırYunus onları hakkıyla bastıramadığı için yüreğinin yandığını söylemektedir..
Kafdağı’ndan bir taşı şöyle attılar bana
Öğlelik yola düştü bozayazdı yüzümü
Yunus (bazen) manasını herkesin kolayca anlayamayacağı sözler söylemektedir. Bu yüzden canı yanmış ve anlayışsız kişiler onu maddi manevi taşlamış olabilir.
İşte Yunus Kafdağı diye burnu Kafdağı’nda olan bu kişileri alaya alıyor.Bunlar gurur dağlarından bir taş fırlattılar ama denk getiremediler. Taş öğle güneşi altında apaydınlık yola düştü. Nerdeyse kendini savunmak için sırlarını açmaya mecbur edecekleri Yunus’u. Ama yunus sır vermedi..
Balık kavağa çıkmış zift turşusun yemeğe
Leylek kodur doğurmuş baka şunun sözünü
Beyitte halkı aldatmaya çalışan cahil mürşidin hali anlatılmıştır.Sahte mürşit kendini göstermek için kavağa çıkmış ve orda zift turşusu yemektedir. Yani hem kendine hem halka hoş gelmeyen samimiyetsiz ve temelsiz sözler söylemektedir..
Bu adamın hali leyleğin koduk (sıpa) doğurmasına benzemektedir. Yunus bu durumla eğleniyor, dalga geçiyor.
Yunus bir söz söylemiş hiçbir söze benzemez
Münafıklar elinden örter mana yüzünü
Bu beyit bütün şiir için bir açıklama ve ipucu vermektedir. Yunus her sırrın herkese açıklamayacağını belirterek sembolik konuşmayı tercih etmektedir.. Böylelikle hamların, cahillerin, yobaz ve münafıkların şerrinden kendini korumaktadır.
………… ALINTIDIR……..
Usta kalemi yürekten tebrik ediyor saygılarımı sunuyorum.Koca Yunus' u tanımak anlamak gerekiyor.