2
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1001
Okunma
o kördüğümün bekçisiyim ben yine
anlattıklarım anlatamadıklarımın örtüsü
ve şiirim artık sessiz bir gök gürültüsü...
o kördüğümün bekçisiyim ben yine
ağlattıklarım ağlatamadıklarımın boş süsü
ve yıkık bir şehrin yağmurları kadar hoş görüntüsü...
o yıkıntıların bekçisiyim ben yine
yaşadıklarım yaşayamadıklarımın törpüsü
hücrelerimdeki deprem çatırtılarının sert çöküntüsü...
çıkmıyor ağzımdan tek bir damla çöl
yüreğimden okyanus parmaklarımdan buzul
tırnaklarımdan dağ ayaklarımdan ağ
ve ben o meşhur bilinmezin en bilindik yüzsüzü
o bilindik meşhurun en bilinmeyen yüzü...
bırakın beni
ben bıraktım zincirlerin arasına beni
tutamıyorum ellerimi
uzanamıyorum uykularımın çıkmaz sokaklarındaki bir bardak suya
ne kadar güzel...
karamsarlığın bu asır seçtiği kurban benim
geçen her an benim için kızdırılmış bir parmaklık
bırakın beni
çıldırtan bir soğuğun ortasında kalmış bir avuç ateşim sanki
doğum sancıları boğazımdan geçiyor dikenli tellere sarılı
pişmanlığın zamanı geriye alamadığı bir katillik
bir cellat çaresizliği
bileklerimi sıkan keskin soğukluk
gözlerimde donan damlalar
enseme inmeye hazır bir bıçak için neler vermezdim
saçlarımda yanan çığlıklar
duyamıyorum
bırakın be..n...
anne..h..
5.0
100% (1)