SİMAYSeni; öylesine seviyorum ki diye haykıran diller Acaba, gerçek manada kalp ile ikrar edecek mi? Dırahşan çehrene dokunuşumda, zalim ellerim Günahlardan sıyrılıp, nuruna gark edilecek mi? Kalabalık arasında, yalnızlığını düşünüp Ağlamaklı yürekler acaba sızlayacak mı? Masumane, keskin bakışlarındaki hüzün Beden ve ruhları eritmeye yetecek mi? Sarılarak okşarcasına öpüp koklanmandan Güllerin rengi utancından solacak mı? Güne selam diye başlayan neşeli sözlerinden Kainata acaba meydan okuyacak mı? Gurur kafesinde karşılıksız ödün vermenden Yıldız ve Ay, bir gün edebinden sönecek mi? Yağmurlu gecede gönül tepesinde ıslanmandan Ateş gelişinin heyecanından ısıtacak mı? Yaşına rağmen büyük işlerdeki maharetin İnsanlığa, ibret tablosu teşkil edecek mi? Al kırmızı dudaklarından dökülen sözlerini Gönül bahçesi, hayıflanmadan kabul edecek mi? Okyanusun, saf ve bayaz köpüklü dalgaları Seni de alıp biletsiz cennete götürecek mi? Rahmet bulutları üzerini okşarcasına kaplayıp Sorgusuz sualsiz sırattan geçirecek mi? Huzur saçan, yağmuru andıran gözlerinden Yaşlar acaba bizim içinde akacak mı? Semada kabul buyurulan nurlu ellerinden Aciz kullar içinde kapı açılacak mı? Sere serpe etrafa dağılan zeytin saçlarından Hataları da sonuçsuz süpürecek mi? Haykırışların arasındaki o enfes zerafetin İçlerdeki derinliklerde hissettirelecek mi? Kars 2011... |
Kalemin susmasın
__________________________Selamlar