1
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
2762
Okunma
Bak şimdi Araf’tayım;
Ne ölü ne de diri,
Senden geriye kalan an’ları yiyorum şimdi.
Kelimeler manasız, hüviyetim zayi, hülyalarımsa
Karabasan.
Kentlerin o keşmekeşliğinden kaçtım,
Alevlenip har’lanıyor sinemde ateş,
Çehremdeki siyah inci ise buğulu.
Kafamda öyle derin inlemeler ki
Her dem zikrimdesin.
Sözlerimin mecali kalmadı, namını anlatmaya
Çünkü; manaya mana katan o Aşk;
Sen’sin.
O kupkuru çöllerin sinesinden doğan,
Okyanustur aynı zamanda.
Bir döşek gibi inşirah salan toprak bile
Pür nur olur,
ayaklarını basıp gezinmenden.
Ve Sen Sevgili;
Varlığınla hayat bulup yeniden ihya olduğum
Yokluğun ile kalabalıklar içindeyken bile kaybolduğum,
Sen dile gelince
Sustu bütün âlem, sustu inceden inceye.
Şu günaha belenmiş ruhum
Şeker şerbet döken o inci mercan sözlerinle
Sil baştan masumiyete bulandı.
Hani en özel zamanlar dile gelmişken,
Adına şiirler yazılan sevgili!
Lal tutulan dilimde bir kor iken
Dağılmış ve perişan halde
Küle döndü şu fani.
Rad; rüzgârını yollamadan
Malik, kapılarını henüz açmadan
Rıdvan, Lebbeyk diye hasretle bizi beklerken
Savrulmadan etrafa
Her şeyinle gel.
Canilere bile rahmet nazarıyla bakan
Beddua edenlere amin demezken
Bir mum gibi erit katre katre
Sar beni de o alıcı doğana benzeyen
Enfes gözlerinle.
Zifte giriftar zifiri gecelerin kâbusundan
Şeytanlar ilişmesin aşk dolu gönlüne.
Sen ki, hurilere taç giydirir
Zarafetinle kâinatı eritir
Güzelliğinle âşıkları
Lerzeye getirirsin.
Ve ayak sesleri yavaş yavaş duyulurken kalbimde
Hayat verirsin kuruyan damarlarımın
O en tenha ve hücra köşelerine.
Ve Gel ki;
Doğsun güneş ve konsun yine
Eski yerine.
Gitme sakın, sakın
Gitme.
Gitmezsen, gözlerimdeki hüzün
Işıltılarla dolacak, dolup yakamozlara inat
Gökleri ve yerleri
Yakutvari bakış ile
Dağlayacak.
Esaretine al beni, prangala kalbimi,
Bir elinde hançer bir elinde nur olsun
Nurunu vermesen de bana
Varlığın, ebediyen ey Yar
Bende hapsolsun.
Yine göreyim o cemalini
Sinem kebap gibi aşkının ateşinden kavrulurken
Varlığım, varlığınla yıkansın Sevgili.
Sevgili;
Yokluğunda şu seccadem
Vuslata özlemle ıslandı gözyaşlarımla
Her bir rekât namaz kılışlarımda
Fikrimle müşahede ettim hayalini
Yırtılsın dedim aradaki perde
Tıpkı Pers’lerin saltanatının yıkıldığı
O gece gibi.
Gel, gel ki;
Sensizliğimin saltanatını ve tabusunu
Yık bu gece.
Gel olur mu Sevgili.
07/08/2015....Bursa....
5.0
100% (8)