Yanar Ağlarım
Ehlibeytin özü, ciğer paresi,
Peygamber gülüne yanar ağlarım. Mümin olanların sızlar yâresi, Sevginin yeline yanar ağlarım. Alinin evladı, erdem çınarı, Nur saçan sözleri sevgi pınarı, Şeref ile izzet yolu şiarı, Ehlibeyt yoluna yanar ağlarım. Çölün sıcağında mahsur kaldılar, Suyun damlasına hasret oldular, Allah’a sığınıp sabır buldular, Çaresiz haline yanar ağlarım. Özünü kaybetmiş zalim bir ordu, Ali ekber yetmişi kılınçla vurdu, Cafer, Osman koşup hesabı sordu, Şehitler gölüne yanar ağlarım. Korkusuz Abbasım atladı attan, Doldurdu hırpayı suyla Fırattan, Biçilen bedenle geçer sırattan, Budanmış koluna yanar ağlarım. Alnında sıcaktan boşalınca ter, Ali askerim bir yudum su ister, Boynundan oklandı metanet göster, Zehranın balına yanar ağlarım. Yağmur gibi mızrak yağdı her yerden, Üç tane ok bedene saplandı birden, Nusubete karşı vazgeçmez serden, Al kanlı eline yanar ağlarım. Hüseyinin teni kanla boyanır, Zalimin kalbinde korku uyanır, Bu acıya canlar nasıl dayanır, Nusubet seline yanar ağlarım. Acıyla inledi toprağı, taşı, Nurlu bedenden ayrıldı başı, Şehitler serveri kevserdir yaşı, Sacının teline yanar ağlarım. Fırat mahsun Fırat hüzünlü akar, Yedi ğöğün ehli ağıtlar yakar, Kuşlarla balıklar yasını çeker, Kırılmış dalına yanar ağlarım. Muharrem ayının onuncu gece, Yasımı anlatamaz söz ile hece, Kadirin sevdası yüceden yüce, Konuşan diline yanar ağlarım. |
Seni ve şiirlerini saygıyla selamlıyorum bu negüzellik
Okudukca hayran oluyorum
Ssygılarımla selamlar