NEREDE O ESKİ GÜNLER
Gençlik yıllarımda olmazsa olmazlarım vardı
En çok sevdiklerimiz vardı Arabesk, Türk sanat müziği, Türk hafif müziği, türkülerimiz vardı Siyah beyaz filmler yazlık sinemalar vardı Ferdi Tayfurlar, Orhan Gencebaylar, Cüneyt Arkınlar, Türkan Şoraylar, Hülya Koçyiğitler vardı Can atardık akşam sinemaya gitmek için En çok konulu filmleri izlemeyi özledik Tuncel Kurtiz, Tarık Akan, Yılmaz Güney’in filmleri Tiyatroda Gazenfer Özcanlar, Nejat Uygurlar, Ferhan Şensoylar vardı Hep gülerdik neşeliydik Sinemadan tiyatrodan tat alırdık Gülhane parkımız vardı Hayvanat bahçesine gider eğlenirdik Beyoğlu çiçek pasajı nevizade Galata köprüsünde oturup birer çay kahve içmek bizleri dinlendirdi Karaköy, Eminönüde balık ekmek yemek turşu içmek bize keyif verirdi Mahallemizin bakkalı vardı Nazım abi Her şeyimizi veresiye alırdık İki ekmek dört yumurta yaz deftere derdik Ay sonu öderdik bakkalın parasını Sözümüze sadıktık, Söz senetti senete gerek yoktu o zamanlar Önce dürüstlük gelirdi Komşulukta vardı Evimizin önünde oturup komşularla sohbet ederdik Çay kahve içerdik çekirdek yerdik Hayatı olduğu gibi saf temiz yaşardık Çocuk parkımız yoktu Çocuklarla sokakta mahalle aralarında oynardık Çocukluğumuzu yaşardık Seyyar satıcılardan şeker macunu, helva, şam tatlı, leblebi tozu, pamuk helva alırdık Çok mutlu olurduk tadı damağımızda kalırdı Sünnetçiler ellerinde çantaları sokaklarda Sünnetçi geldi diye bağırarak geçerdi Erkek çocuklarını sünnet ettirmek isteyenler Sünnetçiyi çağırır çocuğunu sünnet ettirirdi Hayat daha kolay daha basitti Elektrik yoktu gaz lambalarıyla evimizi akşamlarımızı aydınlatırdık Pilli radyolardan sabah akşam arkası yarın piyes tiyatro dinler çok heyecanlanırdık Kulağımızı radyoya verirdik Neredeyse radyonun içine girer piyesi ruhumuzda hissederdik Sütçüler yoğurtçular balıkçılar Sokak sokak dolaşır satış yaparlardı Taksitçiler vardı, mağaza gibiydiler Arabalarıyla mahalleye gelir her türlü malı taksitle satarlar, senet sepet istemezlerdi RAFETTİN AYVACI |