NE KALDINe kadar korusak ta, ayı kaptı kovanı. Bize boş peteklerle, ölmüş arılar kaldı. Karga avcı kuş oldu! Unutturdu doğanı! Buğdayı serçe yedi, bize darılar kaldı. Her mekana uyanlar geçtiler baş köşeye. Yas yerinde coştular, başladılar neşeye. Sular kireçli diye, mey koydular şişeye. Bütün renkler silindi, yalnız sarılar kaldı. Nerde bir çıkar varsa, üşüşürler geceden. Kapılar kapalıysa, girerler pencereden. Ne varsa süpürürler tavadan, tencereden. Bütünleri yediler, bir tek yarılar kaldı. Karabasan misali koyu karanlık çöktü. Takati kesilenler kadere boyun büktü. Kimi gülüp eğlendi, kimi gözyaşı döktü. Ümidini yitirmiş, kısık çağrılar kaldı. Bir zalimin şerrinden korku sarar âlemi. Zehirden de beterdir; sivri dili, elemi. Hakimden önce kırar; kürsüyü ve kalemi. Düşünüp, taşınmaktan; başta ağrılar kaldı. Sabri Koca |
Güzel bir anlatım yakalamissiniz...
............................... saygı ve selamlar. .