VERDİM HESABIMI DÜNYAYA...Hıçkırdığın kadar çağlamak… Deyişlerin tezahürü Islak zeminde toz zerreleri Az sonra istila edecek şiiri. Tetikleyicisi ömrün Havsalası hüznün Kayıtlara geçsin gün: Hadi, durmayın, kesin hesabımı Elbet yürek de sunacak son fermanını. Şimdimi kurcaladınız madem Dün özürlü olmayı dilerdim: Şanına yakışır günün her daim Şerefimle yaşarken Ben ki lenduha bir anıt; Sarıp sarmaladığım yüreğimde Kayıtlı ne çok kelam. Ant içtiğim, arım, andıklarım… Yana yakıla izini sürdüğüm Tırsak düşlerim. Tan vakti öleceğim Verdim hesabımı dünyaya Elbet sıra da gelecek İkinci adresime. Kör kütük hizaya girdik İstila edildik, örselendik Ne gam, diyenlerden olmayı ne zaman ki Diledim? Dillendirdim sakilce Hani olur da merhem üç beş Ziyan olmuş sözcükle Pervasızlığını dünyanın Serdiğim ayaklarına Kayıp ve yalnız meleklerimin. Şaibeli olmaz ki insan: Sadece nizam ve gayri ihtiyarı Dilinden dökülen: Yiğidiyim şiirlerin Kendi elimle kazdığım mezarımda saklı Tüm hatırat, Kalender meşrep bir fani olsam kime ne? Belki sevdiklerinin göz bebeği idim Bir zamanlar: Kalburüstü olmamalıydı meziyetlerim Boş yere inkâr ettiğim Hislerim kime neye yaradı ki? Kaynakçamda dün Kalbimde üç beş ölgün çiçek: Ne lale ne papatya Gülün de olmaz mı dikenleri, Demek belki en şaşalı itirazım Kanattığım yapraklarım Yine içime akan kanımla Şerh düştüğüm ölü yüzlerine Can yakan mecazi firarların Son durağı Yazmayı unuttuğum yasam Yasımla boyadığım dünyam Belki en kirli eller benimki Şükürler olsun ki; ak alnımda Yok asla ayak izi şerrin ve iblisin İçim rahat, ben artık gidebilirim. |