DÜŞÜYORUMGiyinip, kuşandığım urbamdan utanarak, Gariplerin halini baktıkça üşüyorum. Dikenli urganlara çaresiz tutunarak, Zamansız ve mekansız boşluğa düşüyorum. Böğrüme saplamışlar kırık, paslı kamayı. Nede çabuk unuttuk dikişi ve yamayı. Ölüme namzet kaldı, çoktan geçtik komayı. Yüz yıllık bir konakta, taşlığa düşüyorum. Bir tarafta şatafat, bir tarafta sefalet. Rezillik pirim yapar, nerde kaldı asalet? Şana şöhrete göre, karar verir adalet! Varlıktan nefret edip, yokluğa düşüyorum. Ne oldu bu millete, kurudu mu ki soyu? Gün geçtikçe bozuldu, yardımseverlik huyu. Okuyan, yazan arttı; cehaletse diz boyu. Karanlıktan kaçarken, loşluğa düşüyorum. Kalabalık toplumda yetim kalan insanlık. Sevgi can çekiştirir, filizlenir düşmanlık. Bir çare bulamazsak, fayda vermez pişmanlık. Gecenin son anında, kuşluğa düşüyorum. Kimi sarayda mutsuz, kimi ise villa da. Çoğu geçim derdinde; inşaatta, tarlada. Anlaşıldı huzur yok, içi boş şu dünyada. Yazlıklardan usanıp, kışlığa düşüyorum. Sabri Koca |