KUANTUM RİSALESİzaman bilincimin duvarına saplanmış balta korkudan salınıyor göz kapaklarımın altında iğne yapraklı düşler ve parmak uçlarımdaki karıncalanma sırrı kadim bir yalnızlık coşkusu kırılan dal çıtırtısında kıyamet ey gece günün cenazesine gelmişsin gölgelerden dikilmiş bir pelerinle ağıt yakan rüzgar buz kesmişsin adımların düşlerin izinde kaybolan bilmece ay ışığı günün en yakın dostu ateş yakıp seni bekledim elinden düşer diye günahlarımı tuttuğun çetele merhameti oyun yapmış bir çocuk dolaşıyor içimde sapan mesafesinde taş atıyor mevsimlere unutmuş mahkum olduğunu yaşamın ölümle seviştiği yerde ateş böceklerinin ilgisizliğindendir bu şiir kelimeleri piç eder mahremiyetini medeniyette kaybeden su mimlenmiştir artık virgülün gitme isteğini kurşunlayan nokta elbette aşk yanmıştır bu şiirde eğer kimse görmezse hiçbir yerde yarında koşuyordur duman kokusu insandan ve eşyadan sıkılmıştır zaman doğduğundan beri hiç bölünmemiştir bu kadar dörde on ikiye üç yüz altmış beşe ve yüze ve bine ve de miladın arkasına ve önüne bundandır zahir çiçek açmaz hiçbir saatte yelkovan 09/06/2018 ali rıfat arku istanbul |
Kalemin susmasın
______________________Selamlar