Geceye Doğan Bedir
Hicretin ertesinde Kureyşliler azmıştı
Az sayıda Müslüman büyük destan yazmıştı Süfyan’ın orduları doğru yoldan sapmıştı Muhacir ile Ensar güç birliği yapmıştı Müminler müşrikleri kuşatmak istiyordu İslâm’ı ilelebet yaşatmak istiyordu Mevcut duruma dair meşveret eylediler Kılıçların diliyle son sözü söylediler Savaşın haricinde bir çare kalmamıştı Ehl-i küfür tarihten hiçbir ders almamıştı Küffarla cihat için Hakk’tan izin verildi Sapıtmış zalimlerin hesapları görüldü Bedr’in aslanlarıydı yeri göğü inleten Onlardı müşriklere sözlerini dinleten Önlerinde ne varsa tuz buz edip geçtiler Can koydular ortaya, hürriyeti seçtiler İradeyi kuşanıp etten duvar ördüler Seher vakti güneşin doğduğunu gördüler Peygamberin mübarek izini iz ettiler Hak yolda ısrar edip yokuşu düz ettiler İman engel tanımaz, her engeli aştılar Süfyan’ın askerleri, bu duruma şaştılar Kahraman mücahitler Bedir’de cenk ettiler Sayıca az olsa da, ehli küfre yettiler O gün Hazreti Ali bir orduya bedeldi Ne kelleler uçurdu, o ne mübarek eldi Karanlık gecelerde hepsi birer yıldızdı Kalplerindeki iman sanki altın yaldızdı Paganlarla savaştı, mümin ve muvahhitler Yer ehli ve gök ehli bu zafere şahitler Karanlığı dağıttı geceye doğan bedir Müşrikleri şehidin kanında boğan bedir Zalimler vazgeçmedi kinden ve düşmanlıktan Kime fayda gelirdi beyhude pişmanlıktan? Ebu Süfyan kalpsizdi, vicdanı sanki taştı Bedir, Kureyşlilerle yapılan ilk savaştı Mukaddes bayrağını düşürmediler yere Tertemiz yaşadılar, bulaşmadılar kire Ümmet huzura erdi dalgalanınca sancak Esaret zincirinden azat oldular ancak Ceziretü’l Arab’da o gün bir güneş doğdu Doğan iman güneşi, karanlıkları boğdu Müminler küfre karşı elif gibi dik durdu Mübarek kanlarıyla çağa mührünü vurdu M. NİHAT MALKOÇ |