kemik resitalihayatımı kendimden geçiriyorum bulutun suyunda suya dönüşüp taze biçilmiş çimenin rengini büyütüyorum sadece bir elbise alıyorum üzerime benim gibi şiirler yazan diğerlerini size bırakıyorum boğazımda dilsiz kuğular var yosunlu bir kayadan başka bir andaki dalışa kendilerini sınarcasına gagalarını açıyorlar yutkunuşlarda sesleri zamansız çalan kapı zilleri gibi tehlikeli tüm yaşamım bir iştahı hissetmeye çalışmakla geçti sabitleniyorum duvarda oturan gölgeme bir kadını izleyen bir adamı izler gibi kuru rüzgarlardan dışarı bir yol arıyorum ışığın içeri girmesini sağlayan el tozun da düşmesine izin verir uzanıyorum perdelere bazı evlerin perdeleri kenarları olan ancak sonu olmayan bir atkı gibidir mutluluğa asla değmez ve dahi değinmezler bir anlam taşırlar uçsuzluğa acının bedeninden kurumuş sinek ölülerini üflüyorum Anzaldúa’nın mezarından süzülen bir portakal güneşi olmak veya camın kenarındaki kaktüs çiçeğinin fuşyası içinde gülümseyebilmek isterdim geleceğe lakin göğsümün içinde duran kan için şarkı söylüyorum kalbin damarlı tapınağında parçalanmış heykeller hepsini toplayıp sevgililerinin mezar kalıntıları üzerinde uzanan filarmoni bir kadın yaratıyorum fırtına deresi gibi saçlarından yağmur yağan ve sınırları daima değişmekte olan ben sadece bir bedenim, diyor mutlak mahremiyetinde acının ağırlığını tarttığı sadece bir beden ve yükselip şarap döküyor her gece jüpiter kadehim kemikten kaderim etten gnşk.. mç Yine çok teşekkür ediyorum sizlere. İyi gelensiniz bana her daim. Güne değer kılan ve okuyup kendinden bir şeyler bulan herkese saygı ve sevgiler. |