19 MAYIIS
19 MAYIS
Kadıköy’den Haydarpaşa’ya yürüyorum. Günlerden on dokuz mayıs. Adımlarım yorgun, gözlerim süzgün! Bir çınar ağacının gölgesine oturmuşum. Mavi denizin üzerinde dans eden, Beyaz martıların arasından geçen, Gemileri seyrediyorum. Kimi gelin gibi süslü püslü, Kiminin bacası dumanlı, Kimi efkarlı, kimi nazlı, Kimi askere giden delikanlı gibi, Kimi Barbaros, kimi Seyit onbaşı, Kimi ağır, kimi üzgün, Kimi Bandıma vapuru… Hepsi de selamlıyor Haydarpaşa Garını! Bu gemilerin motorlarının sesi, Ayrı ayrı melodi! Kimisi şarkı, kimisi marş söyler. Kimi dans eder, kimi halay çeker. Bugün on dokuz mayıs! Bugün, Türk’ün makus talihinin Geri döndüğü gündür. Bugün, Türk’ün esaret altında, İşgal altında, yaşayamayacağını Bütün dünyaya haykırıldığı gündür. Bugün, Karadeniz’in, azgın dalgalarının, Ayağı samsuna bastığında, Sularının durulduğu gündür. Ve bugün Atatürk sevgisinin, Türkün gönlüne, silinmeyen kalemle Yazıldığı gündür. Bu gün Mehmet Emin Yurdakul’un Zafer şiirini yazdığı gündür. Yusuf Yılmaz Kalbinde, bir ölüm gömleği giyen Vatanı kurtarmak aşkını buldun; Adını çağıran, “Gel kurtar” diyen Muzdarip ruhların müncisi* oldun. Millete haykırdın, dedin : "Nerdesin? “Kimlerin elinde bak senin yurdun; “Hani o dünyaya haykıran sesin? “Niçin ses, soluk yok, ölü mü oldun?” Ecdadın mezardan dirilse bugün Hicapla alnım yere eğecek: "Oğuzlar kanını taşıyan Türk’ün Kahraman milleti bu mu?" diyecek. Zira sen, kösteksiz arslanlar gibi, Yurdunda hür gezmek için doğansın; Dünyayı dolaşan bir rüzgâr gibi Asırlar harbini yapan ırktansın. M. E. Y. |
Kalemini susmasın
_________________________________Selamlar