Aşkın kirmanı...
Yüreğim sevdadan barışık bir olta gibi
Huzurda bir aşk eğer başımı Hiç göftesİ yazılmamış Türküsü söylenmese de Ölümü gelmemiş bir kıskançlık Denizi hasret dolu bir özlemle Pembe bir güle değer kalbi şen bir bülbül Ve güzide bir yaprağın İnci tanesi gibi Üşüyen bir Çorabın Ayakla alkışlanan tacını giydiren gönenci Alnındaki buzu eriten aşkın üşengeci Kalbimin penceresindesin Nereye baksam sen Nereye gitsem sen Busesi altın olan bir kağıda Demet demet çiçekle öpüyorum. Kirmanİ soluklarda at sırtında Purosu çekirdekçil bir kurbağa altında Yüzü yere değdirilmiş bir aslanın Parmağıyla yutulan bir kaplana Aşkını anlatır saatler Ve rakamlarla köpük köpük Uçuşur gözlükler. Plakaları bir belirsizlik Kendini kendinde (d)okur Ve Aşkı veyle bir vAveyla Nizaminda eller kınaLanır Kıyafetini tanıyana Maşuk olur aşk Gülistanında rengarenk Bir palyaço olur. Serfinazında bir peri Güneşinde bir ışık Perdesinde Şemse aşık bir del Çizmek nedir bilmez kediyi. Görünmez bir alemin süpürgeli anneyi Yolu uzakta bir virdi gladyatör olan Gidip gelen bir kargaya münasip ezanı okumak Gizli bir maçoya Kağıttan düşen tarçına Süt veren dedeye BAL döken kırmızıya Aşk olan. .... |