![]() BEKLEMEKzaman acımasız gürzden topuzunu vurdukça omuzlarıma günden güne çöküyorum hayat bir illüzyon olsa da bu oda bu balkon bu sarmaşık bu ev bana ait bilesiniz içinde sırlar saklayan köşeler zamanın tozunu yutan yastıklar var sesimin kaydını yapmıştır evren bir yerlere yok olsam da sesim rüzgârlarla savrulacak taşa toprağa buğulu bir mevsim, insanın son demi son durağı panoramik bir bakış açısında fikrim zikrim eskisi kadar üzemiyor beni insanlar ama olaylar eskisinden de çok sarsıyor insanlık var oluşunun amacını aştıkça ölümler soygunlar tacizler… hiç birinden bahsetmeyeceğim herkes her şeyin farkında biz dünyayı öldürüyoruz zamanda bizi… evdeki tüm aynalar yalancı eskisi gibi dostvari değil hiçbiri- hatta düşmanca alay eden bir akisle sırıtıyorlar yüzüme işte tam da bu sebepten tüm aynaları kırdım boş çerçevelerde örümcek ağları oldukça fantastik ruhum ölümsüz bir pınarın damlası heyhat bedenimse yıllanmış eski bir paçavra misali ruhumla çarpışıyor her gün neresine dokunsam pinçik pinçik ufalanıyor dün annem vardı ondan önceki günde babam daha öncesi nenem ve dedem ne tuhaf hepsi bizi bırakıp gittiler görüntüleri kaldı siyah beyaz resimlerde olsun bakmıyorum zaten resimlere canım biraz çay istedi ince belli bardaktan şöyle bergamot kokulusundan yanına birazda simit hatıra tadında gölgemle komşuyum birazdan demlenmiş çay kokusuna koşar çocuklardan torunlardan konuşuruz hepsi çok meşgul malum dünya telaşı bir zamanlar bende öyleydim hey gidi hey!... hey gidinin yalan dünyası koştum koştum yoruldukça daha koştum düştüm kalktım yine de koştum düşlerimi öptüm hayallerimi sırtladım dirseklerimi kanattım gözlerimi yordum hiç acımadım Allah için sabah erkenden işe akşam da eve koştum zaman beni yuttu ben zamanı çok gülesim var harcadığım yıllara aslında yalan! ağlayasım var hem de deliler gibi çılgınlar gibi bağıra bağıra ne demek istiyorum anladınız siz aslında sizde aynı yolun yolcususunuz tıpkı benim gibi tıpkı geçmişim gibi bu ev bu oda balkon bu tekir bana ait bilesiniz kocaman dünyayı onca birikimi onca seneleri evrende bit kadar gözükmeyen bu noktaya sığdırdım şimdi ellerim başımda düşünüyorum hiçliğin ortasında koca bir delik gibi öylece duruyorum yılların ağırlığına rağmen asırlık çınarların gövde gösterisine benziyor hikayem gözlerim son durak tabelâsını arşınlarken öylece güneşe ay’a yıldızlara karşı nispet edercesine olduğum yerde öylece bekliyorum varlıkla yokluk arası hüzünlerde… ayşe uçar 12.05.2018 |
Yüreğinize sağlık...