YILMAZ ÇOCUK
Hayat birbiri üzerine atılan iri dalgalar
Ömür kıyılarını oyar Büyüklüğünden habersiz düşünceler iç içe; Görününce gökyüzünde Bir çocuk olup Gökkuşağına doğru koşar... Örklenmiş kısrak gibi Demir kazığı söker; Ağzındaki demir gemi öfkeyle gever O an sanki bir İlhan!.. Hazar Denizi kıyılarında kışlayan Karadeniz’in Doğusu’ndan şahlanan Kafdağı’nın en yükseğinde ışıldayan Belleğini korkmadan mahmuzlayan Mahmuzlu incir kuşuyla yarışan Pas sarısı ışıltıyı ağartan Dallara takılı uçurtmayı kurtaran İçindeki periyi uyandırarak Avuçların sıkı sıkı yumduğu tohumları evrene savuran Gizil kapıyı aralayıp; Özüne kavuşan.. Anahtarlar ve tohumlar; Yüreğindeki közden kalan İçinin ormanını vorayda şarkısıyla çınlatan İlk yağmur katresi içinde saklı bir inci avucuna düşünce; Tuna Nehri’ne doğru kanatlanan.. Gökkuşağının peşinden Kabe’ye ulaşıp; Gün gibi ağarıp;gül gül açılan İnancın duruluğunda Yılmaz bir güçle ayağa kalkıp; Ben yılmaz çocuk!!!.. Başardım diye haykıran.. not:(İlhan/hükümdar/Vorayda/Abhazca şarkı/Kızınızı Almaya Geldik) |