düşerim aklına mesela bir sabah pencereyi araladığında içeri giren ılık bir yelin kanadında yatağının baş ucunda duran çiçeğin yaprağına konar sessiz ve habersizce izlerim seni...
düşerim arkana yakar güneşinin ters vurduğu zamanlar o ay parçası yüzüne...
okumayı yeni söken çocuklar gibi yazarım bir çiviyle taşın üstüne bütün cehaletimi satır satır hecehece harf harf...
beni atalarımın ataları bilgisiz bilirlerdi bildiklerinden daha bilgisizdim bilmiyorlardı aldırış etmem hiç şiir yazarken görmedim onları...
eşsiz zamanlarında yanında ruhun dahi duymazken kulağının arkasına dökülen saçına değen bir ses seni usul usul uyutur zamanında ölümü beslerken umut umudu beklerken ölüm uğrunda feda olan binlerce ben bir ben mutlaka değer can bulur sukut evleri yıkık mabedleri talan inançsız güvercinler görmezden gelir körler o gün ışıklarını batarım iki dağın arasından duyumsuz bir renk ile doyumsuz gecelerine sağırlar duymazdan gelir işte o zaman bir resim çizerim battığım yerden kalkıp bir ağaç itaatsizliğimi yüzük parmağından çıkarıp geleceği yakan bir kartopu üzerinde yuvarlanarak düşerim aklına çıktığım yerden...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
siyahın huzursuzluğu... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
siyahın huzursuzluğu... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.