kokususmalı... düğmelerinden kurtulup aklımızın fikrimizde salkım saçak soyunmalı kokmalı, ve gözü kapalı koklamalı aşk ile… susmalı... sorun şu ki, konuşa konuşa bile anlaşamıyorken insanlık koklaşa koklaşa anlaşabilen hayvanlar bile anlaşılamadı oysa bir fidanı gerdanından öpmeli mesela ve ciğerlerimize orman sürüp koklamalı yabanı ateşten değil, bir ırmak buğusu zarafetinden damlamalı masumiyete gözümüzdeki yaş . … . ey insancık, aşktır amelin sıratı kokusunda mistik yolculuktur sen hele cenneti yeşil belle, kaleminden sızan salyayı değil düşecek elbet maskeler secdeye sırrına saklanacak bir ayetin kalmadığında kıblesi olacak masumiyet cehenneminin ya sen, kafası nükleer basan beyni radyoaktif sızan egoizm cehalet kokuyor olabilir namlunun ucu dil, din, ırk, sınır tanımayabilir gücün ama bil ki Tanrı henüz çıldırmadı ve o gün geldiğinde sen de anlayacaksın ne kıyametin, ne de mahşerin adresi olmadığını . … . ve sen sevgilim geceyi güneşe, ateşi suya gömmeden gel çarmıhına gerilirken bakışım çivile son nefesimi dudağına ve kokunun kıvrımlarına göm beni usulca Tanrım sen de bizi affet kirimizden bizde istemezdik sevişirken ölmeyi . … . susmalı, koklamalı bir şiiri gözü kapalı ve en yakınındaki bir sabinin gülümseyişine sıkıca tutunmalı... ilhanaşıcınisanikibinonsekiz |
Kalemin susmasın
_________________________Selamlar