BAHARA DOĞRUGüneşi görünce kırlara çıktım. Kuşlar cıvıl, cıvıl kaynaşıyordu. Çalıdan, çırpıdan bir ateş yaktım. Oğlaklar, kuzular oynaşıyordu. Arılar havada kanat açarken, Kelebekler raks ederek uçarken, Çiçekler etrafa neşe saçarken, Böcekler sümbülle koklaşıyordu. Karlarla kaplıydı dağın zirvesi. Hafiften duyuldu rüzgarın sesi. Bu habercisiydi yağmur öncesi. Sanki bir fırtına yaklaşıyordu. Gövdeli Dağları ulu mu, ulu. Öyle bir sis çöktü ki, kapladı yolu. Önce yağmur geldi, ardından dolu. Yemyeşil çimenler aklaşıyordu. Rüzgâr ile yağmur kasıp kavurdu. Çiçeği, yaprağı göğe savurdu. Birkaç saat sonra fırtına durdu. Çocuklar korkudan ağlaşıyordu. Güven olmaz bu dağların yazına. Dayanılmaz gecenin ayazına. Mekan olmuş ördeğine, kazına. Sular çağıl, çağıl çağlaşıyordu. Sabri Koca |