içimde saklı ırmaklar akıp duracak daima gecenin yıldızları çıktığında sen tümden yok olacaksın üzerine ant içilebilecek ne varsa onların adına ant olsun dağlar taşlar toprak saklasa gökler sussa gördüğünü ben sussam sen susamazsın
ummana yol bulmuş her köpüğün önünde diz çöker heveslerim aç kapılarını elinle koymuş gibi bıraktığın yerde bul beni… silebilir misin alnının yazısından çıkarabilir misin rüyalarından uyanabilir misin kabuslarından mahşer var unutma…
C*
çarpışıyor yüreğimde devamlı bir hüzün fırtınası tükenmeye yüz tutmuş mumun titrek aydınlığında kah hayallere dalıyor kah gizlice yolunu gözlüyorum yalancı bir sonbahar içinde yol alırken kompartıman camlarından süzülüp süzülüp seni çoğaltıyor yağmur
harcayıp tüketiyorum seni hülyalara dalmış sensizliğine anlam katarken
C*
günler gecelere kumlar ummanlara bulaştı da sarp tepelerle yüz yüze geldi büyüdükçe buğday tarlaları yanı başımda ardı sıra gür yeleli aslanlar gibi yürüdü saatler hiç yorulmadan göçünden dönmedi sır sıra katar tutmuş turnalar
yaktığım ateşler de birer birer söndü şiddetli ayazdan … aşırı yorgunluktan uyuşmuş gözlerim kapanma ve yaşları donma noktasına gelmişken
eksik parçamı arar gibi seni arıyorum ben herkesin başının çaresine bakmayı yeğlediği vakitlerde
C*
ruhunu mezopotamyanın sıcak rüzgarında eritmiş kırmızı renkli som mermerden bir sığırcık kuşu sürüsü tepesinde kurt motifi taşıyan sütun birbirine sarılmış iki sevgili heykeli gibiyiz her sokağı başında asılı dururuz yıllar boyu istanbolun
sonra öbek öbek ateşler yakılmış üzerimize sonra ıslanmış, ağırlaşmış, soğuğu iliklerine geçirir olmuşuz şehrin en tenha yerlerinden birinde birkaç gece daha
uzayın çıplak yüzü kapkara olunca uçsuz bucaksız evrende kaybolmuşuz en erişilmez hayaller peşinde koşmuşuz akşam rüzgarlarına toz serpintilerine açık
C*
belki de görkemli geceler soyluluk dolu şiirler ilham ediyor gevezelikler bir çok şey öğretiyor bana keşfedilmemiş yeni izlenimler öncesinde düşündükçe üzerime soğuk sular dökülüyor
anlaşılmaz heyecanlar başka nasıl izah edilir ki hayal etmek başarmaktan daha kolay çünkü hayalin çünkü tahayyülün sınırları yok içimde taşırım yaralı bir kuş gibi seni
can evinden vurur yakar bu sevda bizi eski masallarda eski risalelerde olduğu gibi ve senden daha fazla değil aşk
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
yürüdü saatler hiç yorulmadan şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
yürüdü saatler hiç yorulmadan şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Değerli üstadım... Bu ne şahane bir eser. Bu ne muhteşem bir ustalık. Doymadım.., bi daha okudum, bi daha okudum.. Demi, lezzeti, su gibi akıcılığı, harikulade vesselam. En kalbi duygularımla kutluyor, muhteşem eserlerinin devamını diliyorum. ______________ Selamlarımla, Allaha emanet olun.
özlemin esaretin bir yüreğin sevgiliye duyduğu aşkı sevdayı anlatan güzel bir şiir. betimlemeler oldukça etkili ve yerinde. bu güzel şiiri yazan ustayı tebrik ederim selam ve saygılarımla
İtiraf ediyorum: bir ömür şiir ve şair mefhumlarına ne uzak/mışım.
Bir zamanlar kendimce karalamış sonra yırtıp atmıştım yazdıklarımı.
Bana şiiri sevdiren merhum Süreya'dır.
Asla yazdıklarım şiir başlığını da yakıştırmıyorum bu anlamda öğrenmeye ve duyumsamaya olan açlığımı bertaraf ediyorum her yeni gün her değerli dostumun vakıf olduğu güzellikleri okuyarak.
Tüm yüreğimle yaşadığımdandır bunca duygu yoğunluğu mecburen satırlar, dizeler resmediyorum zaman zaman.
Çok değerli üstadım, var olun siz; var olsun kaleminiz.
Hem şiire doyduk sayenizde hem de değerli Süreya'yı yad ettik.
yine muhteşem bir duygu hocam
yürek sesiniz daima çağlasın kutlarım saygılarımla