Yalan Evlat
Kapının önünde oturmuş ,
Dalgın bir halde bakar geçmişe. Nasır tutmuş elleri , buruşmuş teni , çökmüş beli Yükler binmiş belli ki. Geçer bir film gibi önünden gençliği , hevesleri... Halide teyze dünyanın sırtında geçirmiş seksen seneyi. Sanki dün gibi gelir ona giyindiği gün gelinliği. Şakaklarını çatmış sinirlenir , Bazen güler yüzü kardelen gibi. Yalnızdır , kalabalıkları dinmiştir artık, Çiçekleriyle bir başınadır onu dinleyen yalnız onlardır. Çocukları desen, Ah kopar bir yürekten! Hani düşmüştü , Halide teyzem sarmıştı onu küçükken, Yoklardı , kapanmıştı soğuk kapılar buruşmuş tenine. Baktı sıcak sıcak göklere , mırıldandı iç çeke çeke Oda bilmezdi bir gün kalacak böyle bir çare, Arayacak bir ses, bir tebessüm evinde, Süzüldü geçmişine doğru gözünden keşkeler,ne çare? Ömür dedi evlat, bitermiş gözlerin açıp kapayana, Çalmazmış kapın , duvarlar dost olurmuş ihtiyara , Bilmezdim böyle çabuk biter bir çırpıda , Bilsen ne ahlar biriktirdim geçmiş yaşlarımda. Gelmez evlat gelmez geçenler, Vay halime dersin duymaz hiç kimseler , Varsa imanın, bir dostun Rabbin kalır; ki o yeter ! Düşme çamura dönemezsin başa , Diyemezsin bu defa başka. Bir ömür var, bir tecrüben, Aklını kullan kazan önceden, Gençlik geçiyor benimde elimdeydi evvelden, Buruşma dan kalk tazele bedenini yeniden. Halide teyze kalktı yerinden , döndü sessizliğe Sırtında bir yelek , ayağında bir terlik maziden, Usulca yürüdü kaç adımı var bilmeden. Durdu nefes aldı derinden, Anladım ağlıyordu yürek yakıp içten, Döndü bana gülümsedi , çiçek açtı köyü yeniden, ’Yalan ’ dedi , ’Yalan evlat, dünya yalan, ona kanan talan !’ |
Esasen bu şiir hepimizin "yaş neolursa olsun gönlümüz hep gençtir."
Kaleminize yüreğinize sağlık saygılar...