ikilem
boşluğun topuklarındaki iz
kavruk göğün dudağındaki yağmur hüznü boşalıp çölün hicranına taşın yanığında çatlayan tohuma umut gülün çığlık kapısında köle diken kıyama durur secdesi dua ikramı yeşil bir yola kıyamet zırhına uzanan sığıntı düşünceye gark eder yetimin yanağındaki iz dilin çaprazında ikilem zikir alır hakkını zerresi kadar bekleyen ne varsa yorgun günceye takılır fikir gözlerini açıp kapadığın an bir sabah uyandığında boşlukta savrulurken rüzgar yere düşmeden yaprak.... |