laciverthiç bir umudun, restore edilemediği ahşap bir yalnızlığım acılarımın diplomasız kalfası, vardiyalaşmış hüzünlerimin de içsel ustasıyım bu aralar adımlarım siyaha kaçsa da, pigmentlerinden soyutlaşsa da tuvalim adım laciverttir… üslubumun esmerliği çökmesin sıfatınıza gölgemi asalı çok oldu güneşin gün yüzü değmemiş suratına “denizi seveceksen önce balıkların pullarından başlayacaksın sevmeye, sonra gün doğmadan güne doğup beyazından öpeceksin ıslak tenini” derdi kadınım ahh be kadın… ben ki sana köpüğünde dalga dalga deniz oldukça sen neden…, neden hep kıyı kıyı vurdun sensizliğime nemi alınmamış gecenin şafağı dem tutmaz döl tutmaz bir kısrağın dört nala sürülemediği bozkırlar bakma sen, sonradan uçma göç olası kuşların alaycı çığlıklarına ölümde olsan gel, sür sessizliğimin sessizliğine rengini susacaksak ta, susayacaksak ta gel beraber ölelim gel ki yansın, tutuşsun gözlerimizde tüten kandiller anladım ki, cumbalarından sardunya sarkıtılan sokak değilim artık ne düşeceğim salıncağım ne de yaramı saracağım şefkat kalmamış etrafımda yasası ve tasası olmayan kartondan masalım bu diyarlarda “yaşamanın dili dikeninde mayındır” dedikçe sustum içime ölmenin dili varsa da susamışlığıma, suskunluğuma verin bilemedim umut lacivert bir cücedir, .........................................kırık dökük bir hayal ise cüceler ülkesindeki devdir… ilhanaşıcımartikibinonsekiz |