AHRAZdeniz kenarında yorgun kıvrılmış eski bir tekneyim çakıllara boylu boyunca uzanmak en büyük hayalimken yaslanmak zorundayım dik duruşa paslanmış dilim gidene kal diyemiyor ne yana baksam uzaklık. ne limanlar gördü bu gözler ne teknelerle yarıştı bir zamanlar hep birincilik değildi payıma düşen elbet ama sevincin nidası yetiyordu kulak kirine sönmüş fenerler arasından süzülürken Venediğin kanalları gibi yosun tutmuş dudaklarım altı üstü yummak için açılırdı. yağmur yağıyor yine soyulmuş boyalarım daha bir çamurlu kabuklarım kalkıyor yine tuzlu su iyi gelmiyor biliyorum kanayan eski hatıralara kurulmuş düzenin dışında yalnızlığı içerken yudum yudum korku kol geziyor başımın üstünde anne desem sımsıcak kollar saracak bedenimi ama illa da yar nefesi yalasın istiyorum yüzümü. her gece ama her gece yangın var burda sisli gözler bir fener ışığı arar denize açılsa su alacak her yeri batacak kimsenin bilmediği unutulduğu ıssız gecenin koynuna. gönlümün yamacı uçurum rüzgar alıyorum aldıkça üşüyor içim tamirim imkansız ama hiç mi vefa olmaz gidenlerde ahraz kaldım desem bir selamın son nefes olsun ciğerime seve seve yumayım gözlerimi geleceğe.. ben bir tekneyim ahşaptan her yanım yanarım içten içten kururum dökülürüm parça parça yok olurum her şey gibi. Ayvazım DENİZ |
vede alkışlıyoruz yazan kalemi ve yazdıran yüreğ