CANOYüreğimi çıkar sar yüreğine, Gayrı bu ellerden kaçalım Cano. Bilirim bu eller dar yüreğine; Bir başka âleme uçalım Cano. Sevda denen yükü aldın sırtına, Hazan düştü Nisan’ına, Mart’ına, Hele eğlen biraz dinsin fırtına; Sonra yelkenleri açalım Cano. Hak emir buyursun, açılsın perde, Elveda eyleriz çileye, derde... İsmail’in topuk vurduğu yerde; Kana-kana zemzen içelim Cano. Dünya olsa idi ebedi erek, Altında olurdu koca bir direk, Sen bana omuz ver, ben sana yürek; Sıratı birlikte geçelim Cano. Yol alalım Hak’kı anana doğru, Yavrum-yavrum diye yanana doğru, Mısır’dan eselim Kenan’a doğru; Vuslat kokusunu saçalım Cano. Garip Niyazi’nin tarû’mar yadı, Var mıdır dünyadan alan muradı? Gayrı buraların kalmadı tadı; Toplan, Medine’ye göçelim Cano. N. Karaalioğlu/24.03.’18 |