Çanakkale'de Işık Süvarileri
Çanakkale içinde ne acılar yaşandı
Bombalar Mehmetçiğin üzerine boşandı Suların yangınında arzla arş ölüm kustu Kibirli armadalar boynunu büküp sustu Yiğitlerin narası titretti vadileri Dönmeyi düşünen yok; ileri, hep ileri! … Çanakkale bir destan, görülmemiş benzeri Ölümsüzlüğe koştu yiğit subayı, eri… Azgın bataryaların kustuğu kor ateşti Manzarayı umumi kıyametlere eşti Dünyanın dört yanından binlerce zalim vardı Medeniyet denilen kokuşmuş canavardı Dağ gibi bedenlerle ne siperler örüldü Salyalı azgınların hesabı tez görüldü Haçlılar, yiğitlerin bükemedi kolunu İlelebet tuttular cehennemin yolunu Boğaz’ın sularına gömülünce batarya Kur’an’ın ikliminde sükût eyledi arya Kan kırmızı şafakta dağ dağı omuzladı Yiğit yokuş yukarı atını mahmuzladı Bir Mehmet’in öldüğü yerden bin Mehmet doğdu Kibirli bataryayı azgın sularda boğdu Zeybekler diyarında nefes alamaz bale Mehmetçik ant içmişti, “Geçilmez Çanakkale” Salya sümük saldırdı Batı’nın arsızları Unutulmaz ders aldı bu toprak hırsızları Gelibolu’da âh’lar tekbirlere karıştı Neferler şehadette birbiriyle yarıştı Vatanı namus bilip devraldılar nöbeti İsimleri yürekte yaşayacak ebedî Şehitlerin alnından tek tek öptü melekler Hakikat bahçesinde çiçek açtı dilekler Cengâverler çeliği eritti nefesiyle Çanakkale’de dağ taş, yankılandı sesiyle Ölüm yağdı göklerden, masmavi sular taştı Ey şehit oğlu şehit, şöhretin çağlar aştı! ... İslâm’ın son ordusu yüzümüzü ak etti Rabbim kanlı gömleği ümmete bayrak etti Görünmez orduları hamd olsun gönderene Dayanılmaz acıyı şükrolsun dindirene Analar evlâtların kına yaktı saçına Şehitler ve gaziler, kavuştu amacına Kınalı kuzularının ak gömleği al oldu Ecnebinin düşleri, kırık bir hayal oldu Şehadet şerbetini kana kana içtiler Kahramanca dövüşüp bâki yurda göçtüler Şehadeti kuşanıp ölümü öldürdüler Masum Anadolu’nun yüzünü güldürdüler Toprağı yurt ettiler mukaddes canlarıyla Umudu emzirdiler mübarek kanlarıyla Hilal’in karşısında boynunu büktü salip Ümmetin gözbebeği ordumuz geldi galip Haçlının kararına haşiye düştük kanla Her bir karış toprağa bedel ödedik canla Bir asırdan beridir bu onurla beslendik Bu kutlu direnişle yüzyıllara seslendik Kelime-i tevhidi gönüle bayrak etti(n) Sarsılmaz imanını Sırat’a burak etti(n) Fatihalar, âminler ruhuna yorgan olsun Ay yıldızlı al bayrak, üstünde hırkan olsun Güle kokunu verdin, kanın değdi toprağa Zemheri ayazında rüzgâr oldun bayrağa Gülsuyu niyetine yıkar ezanlar seni Milletin idrâkine yazar ozanlar seni Düşman Gelibolu’yu çelik ağlarla ördü Zafer cepte sanırken büyük hezimet gördü Ecnebiler uyandı cehennemî rüyadan Gayyada debelenip çekildiler dünyadan Gelibolu Koyu’nda kır atlar kalktı şaha Birlikte uyandılar müjdeci bir sabaha Haçlı, ümmet içine soktu zehirli nifak Donanma suya battı, çatırdadı ittifak Ey Anzak, Ey Aborjin; yurdumda ne işin var? Düne dair hesabın, küstahça bir düşün var Nice tarifsiz acı yaşattınız bizlere Çanakkale sırtları mezar oldu sizlere Kahraman neferimiz bir öldü bin dirildi Adresi şaşıranın defterleri dürüldü Vatan namusumuzdur, düşmanlar bunu bilsin Yiğit doğuran ana gözyaşlarını silsin Seyit’in kaldırdığı top mermisini düşün… Karşılığı cennettir vatan için ölüşün Kara toprak değildir, gönüldür mezarınız Can verip cennet aldın, hayrolsun pazarınız Çanakkale uyanış, yeniden diriliştir Zalimin hesabını tez elden görülüştür Zamanın coşkun nabzı atar Çanakkale’de Işık süvarileri yatar Çanakkale’de… M. NİHAT MALKOÇ |