Andırınlı Ali Çavuş'un Çanakkale Destanı
1. Bölüm
Anadolu köyünde, abdest alan yiğitler Memleket sevdasını birbirine öğütler Anadolu köyünde namaz kılan yiğitler Gelibolu aşkını birbirine öğütler 2. Bölüm Torun Karyesi’nde, geldim cihane Hacer’le Hüseyin, oldu bahane Dokuz kızdan sonra, havam şahane Hanyeri misafir, eyledi beni Babam kahyalıktan gurur duyardı Hamarattı anam, melek ayardı Topraktı damımız, bahçesi vardı Arkası ormandı, dereydi yanı Oyundu meşgalem, bilmezdim para Yemek vakti biraz verirdim ara Koşardım, zıplardım, atardım nara Kaplardı sevincim tüm asumanı Andırın Suyu’nda çimerdim bazan Köyde çocuklarla oynardım cızzan Bilmezdim o zaman Kadirli,Kozan Tanırdım sadece köyü, ormanı Anamın babamın eli koluydum Ninemin en tatlı oğul balıydım Durdurak bilmezdim deli-doluydum Bana dar gelirdi köyün alanı Kolaçan ederdim dağı taşları Uzmanlık sahamdı yıkım işleri Atardım yuvadan yavru kuşları Palazlar, ferikler verirdi canı Ata giydirirdim edik, yemeni Püsüge verirdim gasıl, çimeni Sarıkız yemezdi közde çamanı Dinlemezdim asla duru amanı Üç saat çekerdi sübyan mektebi Bu yüzden görmedim defter kitabı Olmuştum haşarı, hırçın bir sabi Nasıl da severdim, gem’i, harmanı On’unda başladı gönlümde sızı Mıhlandı aklıma Rasim’in kızı Oruca başladım, kıldım namazı Taşırdım göğsümde halis imanı Yaşım ne de çabuk girdi on beşe Girmem gerekirdi artık bir işe Oynamak ne mümkün köylükte haşa Tefe koyup oynatırlar kızanı On Sekiz’de oldum, hamam külhanı Sarı tosun ile yaptım felhanı Ellik taktım biçtim, yulaf, şifanı Buğdayı ceç ettim, yığdım samanı Şab emredlik bitti yirmiye girdim Cebim para gördü, evlensem derdim Zahide aşkıyla kıvrandım durdum Mecnun’dan bin beter tattım figanı 3. Bölüm Bir Cuma günüydü bayrak dikildi Eş, dost, akraba köye döküldü Davul zurna sustu, dikkat çekildi Tellalla okundu devlet fermanı Fermanda padişah şöyle buyurdu “Minel iman hubbül vatan” diyordu Düşman alacakmış bu güzel yurdu Pişman eyleyin yan gözle bakanı Gel hele diyordu çabuk gel hele Yediden yetmişe koptu velvele Karşı koyacaktık yedi düvele Çiğnetmek olmazdı cennet vatanı Meydana toplandı kızlar kızanlar Bir araya geldi destan yazanlar Sazın tellerine vurdu ozanlar Er meydanı derler gör heyecanı Geldi cübbesiyle imam efendi El açtık Allah’a yardım dilendi Memleket uğruna kalpler bilendi Kabul edilmezdi işgal planı Analar babalar küle dönmüştü Yavuklular solgun güle dönmüştü Gözlerden akanlar sele dönmüştü Andırdı yaşımız sanki tufanı Davul zurna önde, bayrak açıldı Ağlayan gözlere, neşe saçıldı Vatan için yardan, serden geçildi Olmuştuk Allah’ın birer arslanı Üç gün yol yürüdük, kalarak handa Trene topluca bindik Ceyhan’da Misis’i geçince durduk Seyhan’da Yola çıkacaktık ertesi günü İstanbul’a vardık sabaha karşı İlk defa dinledik mehteran marşı Rap rap yürüyerek inlettik arşı Yeditepe sanki cennet mekanı Sırat’a gardaşmış Galata güya Bir başka memleket İstanbul var ya Arasından akar koca bir derya Tarif edilemez görmeli onu Mühürümüz olmuş burda camiler Yüksek minareler gökleri deler İstanbul’u görür müstesna gözler Buradan hükmetmiş cihan sultanı Gülistan diyarı, dünya gülşeni Hadisi şerif’ler vermiş hisseni Kabe’ye eşdeğer tutarım seni Dökerim yoluna sapı samanı 4. Bölüm At meydanı derler toplandık safta Talim ile geçti orda on hafta Neferlikte olduk tam da bir usta Başardık hepimiz zor imtihanı Peygamber ocağı diyordu dedem Hissettim ruhumda basınca kadem Kuru peksimete etmedik sitem Şükranla yad ettik rızk dağıtanı İkmal birliğine verdiler bizi Zabitler önünde olmuştuk dizi Anlattılar bize arpacık gezi Orada görmüştüm ilk kumandanı Tıpkı yuvamızdı asker ocağı Onun kadar sıcak ana kucağı Şehitlik mektebi köşe bucağı Erenler görürler mutlak Rahman’ı Ağladım birlikte, güldüm birlikte Varolma sırrını gördüm dirlikte Hayatı öğrendim seferberlikte Tek yürek olmuştu yurdum insanı Efendi olanlar ancak duyardı Ruhumu Habib’in revnakı sardı İstanbul bu yüzden farklı diyardı Yirmi sekiz yıldız en parlak donu Gün geldi içtima ettiler bizi İçimi kapladı tuhaf bir sızı Yad ettim o anda efendimizi Hissettim kendimi Bedr’in aslanı Birazdan selamlık olacak dendi Yüreğim göğsümde nasıl kıprandı Ruhum bedenimde coştu deprendi Teşrif edecekti gönül hakanı Yürekten bağlıydık biz o makama Onun gölgesinde düşmedik gama Efendimiz sandım baktım endama Rüyada göremem öyle bir canı Fayton içindeydi nurlu yüzüyle Geçti önümüzden oğul kızıyla Tebessüm eyledi şefkat gözüyle Tazimle seyrettim Al-i Osman’ı Hilafet yıldızı cemali sırlar Göğsündeki iman gözünde parlar Ehli sünnet sakal, saçı sanki kar Hilafet sultanı, edep erkanı İslam sancaktarı en büyük insan Verilir yolunda düşünmeden can Emrine biatı emreder Kur’an Tereddütsüz düstur bildim Kur’anı 5. Bölüm Moskof gemileri Karadeniz’de Hemence takibe başladık biz de Vuruldu limanlar saat Sekiz’de Bomba gibi düştü harbin ilanı Çaldı kampanalar emir verildi Bize Gelibolu layık görüldü Bindik vapurlara dümen kırıldı Hedefimiz Eceabat Limanı Şafak vakti vardık Gelibolu’ya Dalgın dalgın baktık Anadolu’ya Kilitbahir sessiz, benzer ölüye Boğacak bir anda hain düşmanı Kazdık mevzileri, sipere girdik Berkittik siperi, hazırlık gördük Hamayıl boyunda, çelikten erdik Attık kalbimizden şüphe gümanı 6. Bölüm Bin dokuz yüz on beş, On sekiz Mart’ta Bir çok zırhlı battı birkaç saatta Seddülbahir, Morto, Eceabat’ta Geldiğine pişman ettik şeytanı İngiliz’in kibri azdıkça azdı Fransız gururu deryada yüzdü Hasta adam burda bir tarih yazdı Hakkın eli kırdı haktan sapanı Fütursuz var güçle, yüklenseler de Anzac’lar, Hindu’lar eklenseler de Armadalarıyla diklenseler de Çekilip gittiler kırıp gerdanı Döndüler girmeden daha kırkları Gelenin gidenden yoktu farkları Çok gördük tarihte mel’un ırkları Bunlarda tadacak aynı kapanı 7. Bölüm Beklenen gün geldi olmadı ıslah Yüklendi karadan, dedik “Ya Allah” Çelikten duvardık Elhamdülillah Namlumuzda güçtü Hakkın ihsanı Çıktığı sahilde, çakıldı kaldı Kazdı siperini, mevziye daldı Topçusundan bize şarapnel saldı Andırıyordu o, vahşi kaplanı Yüzbaşı topladı, siper önünde Dedi; karşı koymalıyız anında Alt edecek kuvvet asil kanında Toprağında rahat uyut atanı Parçala sırtlanı, çıkart hersini Öyle bir yüklen ki alsın dersini Vurduğun tokatta görsün tersini Unutmasın senin vatan sevdanı Yakıldı kınalar, vatan yoluna Çiğnetmeyin yurdu haçlı dölüne Ölürsen şehitsin, ismin soluna Yakışır sağ isen gazi unvanı Tek tek kucakladı bizi kumandan Seyretti gözümü öptü alnımdan O anda şehadet geçti gönlümden Vatan çiğnenirse neyleyim canı 8. Bölüm Vatan aşkımızla, şimşekler çaktık Süngüyle, mermiyle sel olduk aktık Yoksa bu vatanda olmayacaktık Hissettik o anda şehit yatanı Bir dereden geçtik, tepeye vardık Düşmanı çembere alıp ta sardık Allah ne verdiyse vurduk ha vurduk Kefere dölüne verdik ziyanı Kükremiş arslandık, Anzac Koyu’nda Saros Körfezi’nde, Tekke Köyü’nde Kemikli Burnu’nda, Kirte Çayı’nda Seddülbahir’de çok akıttık kanı Kan kustu zırhlılar, sahil boyunca Patladı mitralyoz, bomba hayınca Haklıyı haksızı yana koyunca Haklıdan yanaydı Hakkın mizanı Avcı kolu olduk, Kirte’den aştık Anafartalar’da, sel olduk taşdık Conk Bayırı’nda biz, doğan güneştik Mustafa Kemal’le, ağarttık tanı Zığınderesi’nde kan olduk aktık Kerevizdere’de ipini çektik Kumkale önünden düşmanı söktük Tahtalı köy ettik ona ummanı 9. Bölüm Uymuştum bir gece aklın sesine Dalmalıydım düşman hergelesine Süründüm mevzimden ben sine/sine Tanıttım onlara bu kahramanı Şaşırdılar beni görünce orda Bir manga kefere serildi yerde Yanımda on esir döndüm seherde Verdim yüzbaşıma ben armağanı Esirlerin dördü yaralı idi Bilemedim onlar nereli idi Kimi sarı kimi karalı idi Anladım ki onlar sömürge yani Üçünün yarası derin, ağırdı Acısından gün boyunca bağırdı Vücut lisanıyla yardım çağırdı Dördüne de yaptım ben pansumanı Sıhhıye çavuşu yaptı yüzbaşım Mutlulukta yoktu dünyada eşim Elini öperken aktı gözyaşım Berhudar eyledi bu garibanı 10. Bölüm İmandandır bizim vatan sevgimiz Vatana çatana olmaz saygımız Gerisi ayrıntı yurttur kaygımız Bozmasın Allah’ım dirlik düzeni Anadolu bize cennet-i âlâ Bu vatan uğruna rütbedir çile Koparamaz bizden kıyamet bile Allah’ım sen haklı çıkar bu zanı Yaradana kulum, millete bende Delibal el açar, Rahman’a künde Dün olduğu gibi, Rabbim bu günde Kulluk mekanı et, cennet vatanı 11. Bölüm Türkiye’nin bağrında, nefes alan yiğitler Memleket sevdasını, yavrusuna öğütler Türkiye toprağından, nasiplenen yiğitler Çanakkale aşkını, birbirine öğütler Celil ÇINKIR -DELİBAL |