Daha kaç yıl geçti kaya gibiydin
Felek nasıl kıydı sana Tuncay’ım
Nakış nakış duygu, oya gibiydin
Erken indi tırpan cana Tuncay’ım

Ruhun konuksever kâlbin tertemiz
Zeytin gözlerinde yeşil bir deniz
Nasıl da sararıp solmuş gül beniz
Ölüm yakışmadı sana Tuncay’ım

Havalandın gökte uçarsın şimdi
Yıldızlara kanat açarsın şimdi
Sanma bizden uzak kaçarsın şimdi
Geleceğiz bir gün sana Tuncay’ım

Baştan ırak olsun bu kanser illet
Az çekmedi canlar acı felâket
Yedik içtik dostum hakkın helâl et
Benden yanı helâl sana Tuncay’ım

Senin için birkaç damla yaş döktüm
O gülen yüzünden gıyaben öptüm
Aziz hatıranı kâlbime diktim
Acın ile yana yana Tuncay’ım

Aktaş ilelebet dostun bilesin
Tanrım kabrini nur cennet eylesin
Yollar ırak gönül başka neylesin
Ruhuna Fatiha, sana Tuncay’ım...

Şaban AKTAŞ
17.03.2018 - 18. 15

Fotoğraf: 19 NİSAN 2011 : bizim evdeyiz. Bu gün bu kareden iki kişi artık aramızda yoklar. Muhterem kayınpederim Ahmet Dündar Atalay ve güleryüzlü dost insan Tuncay Pişiren Hak’kın rahmetine kavuştular...

Mekanları cennet olsun.


17.03.2018 - 18. 15
— Bekir Yaşar, Tuncay Pişiren, Mehmet Seviş ve Emine Pişiren ile birlikte.


*************************************




KUMRU

Parkta bahçede yürüyen
Tıpış tıpış kumruya bak
Ardında saçın sürüyen
Ay Güzeli Sumru’ya bak!

Kuş gözü beni kandırır
Bakışı seni andırır
Gözümü tuza bandırır
Aşka düşen ömrüme bak

Karlı dağın başı duman
Bitti bahar geçti zaman
Aşk ile hasret çok yaman
Uçup giden kumruya bak

Aklım fikrim ermez olur
Kâlp yerinde durmaz olur
Gören gözüm görmez olur
Şu kördüğüm yumruya bak!

Gelir geçer yazın güzün
Sonu gelmez yolum/uzun
Dağlar uzanır upuzun
Kar göğsünde tomruya bak

Gözyaşı kavlimiz olur
Bahardan havlumuz olur
Cennetten avlumuz olur
Tanrı’nın bir emriyle bak!

Aktaş suyun gülden aldın
Çölden geçtin göle daldın
Vuslatı mahşere kaldın
Dön başa bir ömrüne bak!

Şaban AKTAŞ
16.03.2018 - Bayındır Parkı- ANTALYA

AÇIKLAMALAR ( T.D.K)

1) Sumru Köken: Ar.
Cinsiyet: Kız
Bir şeyin yüksek yeri, tepesi, üst tarafı.
Kişi Adları Sözlüğü

2) Tomru: Dağlardaki küçük tepeler.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü







GÜNEŞ FİLESİ

Sevda rüzgârıyla saçın savuran
Sürmeli bir ceylan karşımda duran
Kirpiği ok çekip kaşıyla vuran
O güzeli görmez oldum yıllardır

Hasretiyse hâlâ içimde yatar
Yetmez imiş gibi derine batar
Battıkça yüreğim eriyip akar
Yüzüne yüz sürmez oldum yıllardır

Güzel Atlar Ülkesi’nde ikimiz
Âşık olduğ’muzu farketmiştik biz
Gecede ateşli dansetmiştik biz
Elim b/ele varmaz oldu yıllardır

Hep böyle mi olur aşkın çilesi
Yoktu gönlümüzün hiçbir hilesi
Boş kaldı elimde güneş filesi
Aklım fikrim ermez oldu yıllardır

Şaban AKTAŞ
17.03.2018 - 15.15








Şaban Aktaş
17 Mart 2013 · Düzenlendi ·
HEY AKDENİZ KARADENİZ

Umursamaz başka sesi
Aşık bir başına kalır
Atar göğsünden herkesi
Kafesine bir kuş alır

Kendi söyler kendi dinler
Avazından yer gök inler
Çığlık figân bir gün diner
Hüzünlü bir bakış kalır

Hey Akdeniz Karadeniz
Sevdan beni sara deniz
Yâr saçını tara deniz
Teninden gül kokuş kalır

Aşıklar mı anlaşılmaz
Kaç karlı dağ var aşılmaz
Kaçkarlar mı ulaşılmaz
Yolların hep yokuş kalır

Karda kışta kıyamette
Aşkla yola devam et de
Sen sağ ben de selametle
Yakana gül takış kalır

Aşk çiçekle bal arısı
Arıyı çeker sarısı
İşte kâlbin bir yarısı
Kuyruğundan sokuş kalır

Şaban AKTAŞ
31.12.2013





AYRI AYRI

Doğsa idik aynı yılda, yürür idik aynı yolda
Böyle bir şans yoktu baştan, sen ayrı ben ayrı yolda

Gözlerim ardında kaldı, gönül gül derdinde kaldı
Hasret türküleri çaldı, sen ayrı ben ayrı telde

Dertsiz başa dertler açtık, çaresizce uzaklaştık
Acılara kucak açtık, sen ayrı ben ayrı kolda

Şu dağların ardı Muğla, seven yalnız kaldı burda,
Hasret bulutu yağmurda, sen ayrı ben ayrı y/elde

Akşam güneşi batıyor, ateşi kâlbi yakıyor
Dalda bir bülbül şakıyor, sen ayrı ben ayrı dalda

Kuş dilinden kelâm olsun, esen yelden selam olsun
Nazlı yâr halim ne bilsin ayrı ayrı gurbetelde

Şaban Aktaş
17.03.2017 - 19.17