Çay Itırlı Bir Mekan
Sivas namlı şehirde çay ve kahve ıtırlı
Hatıra atlasında efsane işli mekan Bu efsane mekanda kahve ve çay hatırlı Ünsiyet makamına demirlemiştir zaman Mekâna mana katan bir hayli eşya kadim Müdavim olanların suretinde sükûn im Bir yer ki nam-ı diğer Çerkez Emmi kahvesi Ta eski devirlerden iz taşır duvarında Fincana nakış olur acı kahve telvesi Eşi menendi yoktur mekanın civarında Mekâna mana katan bir hayli eşya kadim Müdavim olanların suretinde sükûn im Sivas’ın ayazına ket vurur bakır kazan Billur hikâyelerin girizgâhı narince Çayın buğusu ile şenlenir daima an Beli kuşaklı gelin narin ve haza ince Mekâna mana katan bir hayli eşya kadim Müdavim olanların suretinde sükûn im Ünsiyet katmerlenir dinler bütün ahali Bir bestenigâr girer sözün orta yerinde Kallavi fincan içre ayrı kahvenin hâli Huzur sükûn konuktur nisasında erinde Mekâna mana katan bir hayli eşya kadim Müdavim olanların suretinde sükûn im Bin dokuz yüz kırk üçte yazılmış name güzel Çerkez Emmi cihandan her fani gibi göçmüş Bu mekânın üstünde hami görünmez bir el Çayların buğusunda görürken melekler düş Mekâna mana katan bir hayli eşya kadim Müdavim olanların suretinde sükûn im Geçmişten geleceğe yazılmış sırlı mektup Her satıra işlenmiş ince naz ince nakış İçeride ekvator dışarısı tam kutup Çerkez’in kahvesinde munisleşir kara kış Mekâna mana katan bir hayli eşya kadim Müdavim olanların suretinde sükûn im Çay mı kahve mi deme ikisi de has dilber Biri fağfuri ile diğeri has bel ince Bunlara meftun olur hemi hatun hemi er Çarpılır cümle insan bu mekana girince Mekâna mana katan bir hayli eşya kadim Müdavim olanların suretinde sükûn im Kaynar bakır kazanlar derunlarında sızı Pirinçten semaverler aşk ile gözetlenir Devran imkanlı kılar an be an imkansızı Tarihçesi Sivas’ın burada özetlenir Mekâna mana katan bir hayli eşya kadim Müdavim olanların suretinde sükûn im An gelir baba oğul buluşur bu mekanda Çay ile ünsiyetin adı vedaya hazır Çayın rengi gülleşir Leyla güldüğü anda Sessiz sedasız girer kapıdan o an Hızır Mekâna mana katan bir hayli eşya kadim Müdavim olanların suretinde sükûn im 15.03.2018 İbrahim Kilik |
Selamlarımı sunarım.