Adı; Karıncalar Hikayesi Cidede Emekli Öğretmen Cemal Uçar'ın küçük dükkanı önünde oturmuş sohbet ederken Hocanın döktüğü kuş yemine üşüşen güvercinler serçelerve karıncaları izlerken oluşandizelerdir
İki kısadan hisse dizeleri
I- Karıncalar Kimileri esmer, kimileri sarı, Aydınlık alazlandığında Selamlayarak mor şafakları Dizinde dermanı,yüreğinde sevda fermanı Kimi yağız, kimi doru kısrak gibi Eşinir, kişner… iş başına karıncalar… Onlardır karanlıkları yarıp gelen Onlardır üretip var eden… Kimi esmer,kimileri sarı Karıncalar, karıncalar… Yürüyordu kara karınca Karanlığında gecenin Sırlamıştı koca küreği, Küreği içine alacak denli Büyük mü, büyüktü yüreği Vuruyordu külüngü örse Su veriyordu has çeliğe Şekil, can veriyordu demire Onun çelikten çelik bileği… Işık oluyor, lazer oluyor Külüng vuruyor orak tutuyor Taştan, demirden kmeğiniçıkaryor Ne yapmazdı ki; beyinle birleşince bileği… 2- Dumana Bak Dumana Anamın bahar, yazında açılmış bir gülmüşüm Dünyanın halini görüp gülmemiş, ağlamışım Az biraz büyümüşüm dumanı görmüşüm Nedenini bilemeden dumana bak ana demişim Biraz daha büyüğünce;dumana bakın, demişim, dumana Sivas’ta Kara yazgı gibi çökmüş yazı yabana Bu yazgı olamaz, demiştim anama Bir yandan mayalanmış kine Nemrut’un ateşini yakıp insana güle oynaya etrafında dolana, dolana Kan bulaştırıyorlar dine imana tanrıyı anarak ortak ettiler günaha Eski notlardan |