Adı İşsizin türküsü hikayesi Gerçekten askerdegelmiş yeni evliişsiz bir tanıdığın iş istediği patron denen zat-ı muhteremin kendisinden iş isteyene çalışmak lazım dediğini anlatmıştı da hem gülmüş hem üzülmüştük . Bu anı o y
kızgınlık hırçınlık yalvarı sesleriydi
’ Ha! Şubat ya! ben iş derdinde onlar aşk derdinde aşk çekişİşsizin Türküsü Evinde çıktı bezgindi dükkanlar yeni yeni açılıyordu elindeki kağıda kim bilir kaçıncı kezdir bakıyordu ki, manav satılmış efendi "Sabahın köründe sana iş mi hazırlamışlar...!" " manav bozuntusu geveze! iş verdin de çalışmadık mı!’ dedi içinden ters ters baktı boynunu büktü devam etti, dalgın ve kırgındı Kedi sesleriyle kendine geldi. Öyle acayıp seslerdi ki mesinde!.. ne mutlu onlara ’ Elimi değiremiyorum eline değil ki tenine!.. yazık bana!!’ demekten kendini alamadı! Bir kedi olmayı öyle istiyordu ki bu anda... Uyuyamamıştı, uykusuzdu huzursuzdu bir bardak çay bile içmemiş, içememişti sabah sabah Ayaklarını zorlayarak tüm bunlara katlanarak sora sora kağıtta yazılı adresi buldu Girişte sekreterin yanına vardı yazıyı verdi ’beş dakika otur şöyle!’ dedi, telefonuna döndü. Adamcağız gösterilen koltuğa kendini atıverdi dışarısı soğuk sabahın keskin ayazı oda cıcacık koltuk rahat bastı mı rehavet Esnedi mesnedi direndiyse de yenildi uyuyakaldı Ne kadar kaç dakika uyuya bilmiş bilemiyor karısının " kalk, kalk " demesi ve dürtmesiyle gözünü açtığında sekreter hanımı başında görünce utandı " Haydı dededi, patron bekliyor" kapıyı gösterdi Çift meşinli kale kapısından içeri girdi Patron bir şeylerle uğraşıyor pozlarında yüzüne bakmıyordu Ayakta bekliyordu yorgundu bitkindi! Nihayet başını kaldırıp bizimkini baştan aşağı süzdü, inceledi!.. Neyin nesi ise!.. " Adın neydi ! ’Memiş!’ ’ Ne iş yaparsın !’ dedi gözü Memişin ellerindeydi. Bizimki de ellerine baktı sağa sola oynattı elleri aynı elleriydi uzun ince parmaklarını gösterir gibi ’ Ne iş buyurursanız efendim!..’ Patron masanın üstündeki prosundan çıkardı çakmağından yükselen koni alevinden yaktı... Bu sırada köpüklü mis kokulu kahvesi de gelmişti.. Bir kahvesinden ’ üffp!!’ çekti.. bir prosundan üfledi Arkasına yaslanıp " Çalışmak lazım Memişşş Çalışmak çalışşş!" Memiş ellerini gösterip " kazma kürek taş söker gül fidan diker Beşparmak Geçidinde mavzer tutar ne yapmaz ne iş tutmaz ki bu eller, ellerimmm!!" Duyulur duyulmaz mırıltıyla söylenirken; Kahve ve pro kokusuyla başı döndü! oralar silikleşiyordu gözü kararmış ayakta durmaya direndiyse daha fazla dayanamadı dakikalardır ayakta bekletildiği patron masası önüne yığılıverdi !.. |
tertemiz ki duygular
berrak sular gibi duru
akıntısına kapılmamak elde değil
değerli şairim kutlarım