CENNET - XXXIII nci kanto, Dante Alighieri, Çev. Sunar YazıcıoğluŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Dante Alighieri (1265-1321), İtalyan Rönesans edebiyatının başta gelen isimlerindendir. T.S.Eliot: “Dante ile Shakespeare dünyayı aralarında paylaşır; bu iki ada eklenecek üçüncü bir ad yoktur”, der. Floransa’da dünyaya gelmiştir. Orta halli bir ailenin çocuğudur. Büyük dedesi Haçlı seferlerine katılmış, soyluluk unvanı almış, ama 1147 yılındaki çarpışmalar sırasında ölmüştür.
Dante’nin yaşadığı yıllarda İtalya’da feodalite ortadan kalkmış, yerini cumhuriyetler, krallıklar, senyörlükler, komünler almıştır. Luxembourg kontu VII nci Henri’nin imparator olmasını (1309), Dante sevinçle karşılar; ona göre VII nci Henri, insanları yeryüzünde mutlu kılmak için uğraşacak, papa da insanları öteki dünyada sonsuz mutluluğa hazırlayacaktı. Bu şekilde Dante’nin özlemi olan din işleriyle dünya işleri birbirinden ayrılacaktı. Ama öyle olmadı: VII nci Henri’ye tacı, papalığın merkezi San Pietro kilisesi yerine San Giovanni in Laterano kilisesinde papa yerine kardinaller giydirdi, “Gaskonyalı papa VII nci Clemente, soylu kral VII nci Henri’ye ihanet etmişti”; imparator’un Roma dönüşü Siena’da hastalanıp ölmesi (24 Ağustos 1313) Dante’nin umutlarını sona erdirdi. Floransa’da, sürgünlerin geri dönmesi için karar alınmıştı (1311), ama bağışlananlar arasında Dante’nin adı yoktu. 1315 Mayıs’ında Dante için de af çıkarıldı. Dante çok sevdiği kentine dönmek istemedi. Bunun üzerine Floransa’da aynı yılın Eylül ayında Dante için bir kere daha ölüm cezası verildi. Dante ömrünün yirmi yıla yakınını sürgünde geçirmesine rağmen verimli bir yazardır. Dante, karısı Gemma’dan başka birçok kadınla gönül ilişkisi kurmuştur. Bunların arasında, yaşamı boyunca büyük bir tutkuyla sevdiği, yaşamını yönlendiren kadın Beatrice’dir. Simon de Bardi ile evli olan Beatrice’nin ölümü Dante’nin yaşamına mistik bir yön verir. Dante’nin en önemli eseri Divina comedia’dır ( İlahî komedidir, 1307- 1321). Eserde Toscana lehçesi kullanılmıştır. İlahî komedi Cennet, Âraf, Cehennem olmak üzere üç bölümde ele alınır, 14 233 dizelik, düşsel, İtalyan dilinin en uzun şiiridir. Dante’ye, Cehennem’de ve Âraf’ta büyük Latin şairi Vergilius rehberlik eder. Araf’ın tepesinde, Vergilius yerini Beatrice’ye bırakır. Vergilius inançsızlığından dolayı Cennet’e girememiştir. Gezi 7 Nisan 1300 Perşembe gecesi başlar, 14 Nisan 1300 Perşembe günü sona erer. Dante evreni Polemius’un tarzında tasarlar: Dünya evrenin merkezidir. Dünya dönmemekte, yerinde durmaktadır. Ay, Merkür, Venüs, Güneş, Mars, Jüpiter, Satürn, bu yedi gezeğen Dünya’nın çevresinde dönerler. Gezegenler iç içe geçmiş yedi gök içinde döner. Yedinci gökten sonra gelen sekizinci gökte, dönmeyen, yerinde duran yıldızlar vardır. Göğün dokuzuncu katında, gezegenlerin dönmesini sağlayan ilk Devindirici yer alır. Onuncu kat en üst kattır, orada Meryem, Beatrice gibi tanrının sevgili kulları “kutsal bir gül” oluştururlar. Dünya kuzey yarı küre ile güney yarıküreden oluşur. Güney kutbu dünyanın en üst noktası, kuzey kutbu ise dünyanın tabanıdır. Kuzey yarı kürenin ortasında Kudüs yer alır. Lucifer’in gökten düşerek açtığı çukur olan Cehennem ’in girişi Kudüs’ün altındadır. Güney yarıkürenin ortasında bir ada yer alır. Bu adanın üstünde, Cehennem çukuru açılırken, çıkan toprağın oluşturduğu Araf dağı bulunur. Dante’den önce, Homeros, Vergilius, Sens piskoposu Audrade, Hamburg piskoposu Ranbert, İslam dünyasından Muhyiddin ibni Arabi de bu konuya değinmişlerdir. Dante ise ortaçağ kaynaklarından, mitolojiden, kutsal metinlerden yararlanarak düşsel öteki dünyayı şiirle anlatmıştır. Kilise, önceleri öteki dünyayı Cehennem ve Cennet olarak tasarlarken 1274 yılında Lyon’da toplanan ikinci konsül Cehennem ile Cennet arasında bir de Araf’ın bulunduğu ilkesini benimsemiştir.
Sen, bakire Meryem, oğlunun hem annesi, hem kızı,
tüm yaratıkların ötesinde sessiz ve ulu, ebedi kaderin iyilik anlatısı, insana, sen verdin soyluluğunu, böylece senin sayende yüce Yaratan kendi yarattığı olmak lütfunda bulundu: karnında sevgi yeniden tutuştu, sevginin sıcaklığında, ebedi barışta, bak işte, bu çiçek açtı. Sensin sevgimizin meşalesi, öğlen ateşi, burada yukarda; sen, ölümlüler aleminde, dünyada, ümidin fışkırdığı güçlü kaynaksın. Öyle büyük, öyle güçlü bir kadınsın ki yardım isteyen sana koşmaz, arzusu uçsun ister, kanat takmaz. İyiliğin yağıyor, seni imdadına çağıranın üstüne, çok kere önceden görerek, geç kalmış isteği, karşılarsın cömertçe, Merhamet sende, acıma sende, büyüklük sende, sende toplanır yaratılanın mutluluktan yana edindiği her şey. İşte, evrenden, en derin uçurumundan bizim bulunduğumuz tepeye gelen, tanıdı art arda ruhları ve yaşamlarını. O şimdi senin lütfundan diliyor, gözlerini daha yükseklere kaldırabilme gücünü, yüce mutluluğu hayranlıkla seyretmek istiyor. Ben asla arzu etmedim, gözlerimin onunkinden daha güçlü görmesini, sana dualarımı sunuyorum, beni dinlemen için yalvarıyorum. Duanla, onun ölümlü görünümünün sislerini dağıtmanı, yüce mutluluğun gözlerinde parlamasını senden istiyorum. Gene yalvarıyorum, kraliçem, sen istediğini yaparsın, onun bu gördüklerinden sonra, saf ve değişmez hislerini sakla. İnsancıl duyguları, alt ediyor koruman! Bak Beatrice ile bütün ermişler, ellerini kavuşturmuş, beni destekler! Dante Aigieri (1265-1321), Fransızcadan Çev. Sunar Yazıcıoğlu Not: İlk şiir çeviri denemelerimden |