REMZİYE
Kainatta bir dinginlik
Büyük bir huzur var Gündüz güneş Gece ay Yol gösteren kılavuz gibi Ayın önüne dizili yıldızlar var.. Sabahı inleten raylarda Geçip giden tren var. Karanlığın yakasından tutmuş şafak; Manevi saflığa açılan kapıdan Girenler var.. Zat-ı pat-ı dünyayı Arılaştıran bir güç var Bütün harfler dizilmiş yan yana En başta Elif var!.. Evveli ve ahirin içinden; Uzayan Lam-Elif: Bir yerden Pek uzaklardan Dolanıp gelmiş; Elif Çeşmesinden su olup akıyor İçime cevdet-i fehm gibi Dolup taşıyor.. Sonra geliyor Cevdet-i kariha Beni kavra!!!.. Ve Cevdet-i zihn Cev cev çoğalıyor Anlam anlamı söküyor Cülbeler tel tel dökülüyor İçimde bir remz!.. İçimdeki Remziye ile ayakta Şafak söktükçe; Cülüs-u Hümayün üstünde Cevdet-i kariha Arşa doğru kanatlanıyor.. Remz şimdi hür kuş; Remziye Lam-Elifle şafaklarda Elif gibi evveli aydınlatıp; Ahiri duyumsatıyor. Not:cevdeti fehm:anlayış iyiliği,tazeliği,üstünlüğü/cevdeti kariha:kavrama tazeliği,üstünlüğü/Cevdeti zihn:zihin üstünlüğü/cev:tane,tane/cülbe:onulan yara derisi/cülüsü hümayun:padişahın tahta çıkması/ remz:işaret,/remziy:simgesel |
Şiirin olduğu yerde her güzellik vardır
Her güzelliğin olduğu yerde şiir vardır,
Yaşam bitmez şiirdir, şiirde hayat vardır
Şiiri doğuran aşktır, şiirin anası aşktır.
---- 25.04.1960 - İslahiye
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ – İstanbul