KARATÜRKYüzü güneş yanığı, parmaklarında nasır Yüreğinin yarısı sevdiğine münhasır Omzunda orak tırpan, elinde sepet hasır Geçimini topraktan sağlıyordu Karatürk Hatır, gönül bilirdi, incitmekten kaçardı Gülerken yanağında menekşeler açardı Körelmiş zihinlere şerareler saçardı Engin bilgi selinde çağlıyordu Karatürk Bu adam benim babam, severdi özveriyle Fiske vurmazdı ama döverdi sözleriyle Kızınca kaş altından süzerken gözleriyle Göğsümü pare, pare dağlıyordu Karatürk Sen küçük yüreğimde eşi olmayan devdin Uğrunda yandığını kim bilir nasıl sevdin Ona kavuşmak için neden bu kadar evdin Her duaya vuslatı bağlıyordu Karatürk Bin dokuz yüz yetmiş üç Mayıs’ın yirmi biri Canının yarısıyla doldurmuştu kabir’i Aynı sine ruhunu gömerek diri, diri Her bahar için, için ağlıyordu Karatürk Sevdasını yok sayıp yıkamadı bendini Çocukları uğruna feda etti kendini Tükenmeyen özlemle ecelin kemendini Uğrun, uğrun niyazla yağlıyordu Karatürk Otuz bir aralıktı, hava soğuktu yine On yedi sene sonra kavuştu sevdiğine Ötesi bilinmeyen iğnenin deliğine Belki de mutlulukla zağlıyordu Karatürk Zağlamak :Akıp gitmek. |
.............................................................S. Carnot.
GÜZEL BİR ŞİİR, BEĞENDİM................................... Saygı ve selamlar..