...sürüldün gönülBu âlemde başka güzel mi yoktu Bir çeşmi siyaha vuruldun gönül Kaşı keman amma kirpiği oktu Hedef tahtasına kuruldun gönül Nemidanem acep neyi kandırdı Ümid ekmeğini zehre bandırdı Hicran ateşinde yaktı yandırdı Ha gayret desen de yoruldun gönül Binevâ eylemiş hâli hâlesi Ol fani bahardı soldu lalesi Biter mi aşığın derdi çilesi Keşke kuyusunda duruldun gönül Ab-ı revan oldu gözünün yaşı Kadere razı ol bırak telaşı Meçhul mezarının olur mu taşı Sevdâ otağından sürüldün gönül Yıkıp viran etti coşkun sel gibi Kırdı kanadını hoyrat yel gibi Şimdi uzaklardan bakar el gibi Çile desenine örüldün gönül Kararan bahtına ay sunan nerde Umut ketesinden pay sunan nerde Aklını alıp ta zay sunan nerde Mazi defterine dürüldün gönül Değerin olmamış yâr nazarında Fayda vermez artık âhüzârında Nâgehan düştüğün aşk pazarında Geçmez akçe gibi görüldün gönül Bin hikmet saklıdır belki behrinde Kulaç atmasan da eyvah nehrinde Yoklar ülkesinde hiçler şehrinde Gülefşani diye soruldun gönül |
Abu hayat pınarı akar durmadan
Durulurmu bir güzeli sevmeden
İyi olmaz yaram o yar gelmeden
Yine havalara savruldun gönül.. Kul Seyyah