MAVİSİNİ YİTİREN DENİZ
ömür ikindisinde
ufukta gün batarken kızıl bir akşamüstü boşuna eğleşen virane gönül kendi kendine sitem edip ah eder heba olan yıllara yıllar ki... vefasız insafsız zalim yıllar beni benden alan beni derde salan bu dünya yalandır yalan sevgiden başka var mı geriye kalan? yıllar yıllar önce mavi yeşille iç içe bir dünya kurmuştum kendime sonbahar rüzgarı vurunca yüzüme ağyar oldum derdime ıslak kirpiklerimin gölgesinde bir sis perdesi çöktü gözlerime bir göç mevsiminde metruk bir düşe veda ederken suskun bir ihtilal var gözlerimde kaşıdıkça kanayan onulmaz yaralarım var kabuk bağlamayan yüreğimde sahipsiz gecelerde eprimiş hayallerimin üzerinden yıllar geçerken bir güz peydahlandı birdenbire sararıp solmuş giysiler içinde kopkoyu bir karanlıktı maviyi boğan sessizliğin derinliğinde hüzün kokan gecede kararınca gecenin yüzü içimin hengamesinde kendimle hesaplaşırım sessizliğin armonisi eşliğinde dalınca derinlerin karanlıktaki hazinesine kulak veririm gönlümün tiz sesine dilime pelesenk ederim ben... kendi içinde mavisini yitirmiş gelgitleri olan bir denizim ummana açılan ruhumun en derin gizlerinde mecalsiz bir düş sessizliğinde meçhule sürüklerken dalgalar içimde dinmez fırtınalar şimdi kapatsam gözlerimi mavi bir düşe özlemle sımsıkı sarılsam yalnızlığımın gözlerinde mavi tekrar can bulsa yüreğim bayram etse zamansız vakitlerde açsa yediveren güllerim AYLA CERMEN TÜFEKÇİ |