BUNCA RAHMETİ NEREYE SIĞDIRACAĞIM?Kelimelerin öldürme gücünden nasipleniyorum… Şerrinden belli ki akan kanımın, Yanan gözlerimin ferine Yenik düşen gecede takılmışlığım. Şavkına hayran kaldığım bir kelam Derdime derman, Aşkıma ferman eylediğim… Bir şiirin göbeğindeyim Bir de şairane bir hüznü boca ettiğim Sonra da kuytularına saklandığım Bilinmezin açmazında Aymazı ömrün Karadan öte Beyazın isinde nem, Nemin yasında aşk Aşkın tohuma kaçmış hürriyeti Yine parsellenen yüreğin başkenti Her şiirde kaykılmışlığım. Kâh hazandan mütevellit bir kare, Kareden doğansa iki üçgen Ve açılarını hesaplamaktan, Acılarımı böldüğüm Ölümün karesini aldıkça her şiirde Sivrilen heceler Cepkeni olmayan bir soruda mıhlanmışlığım Garezi var madem kaderin mutluluğuma Ben de ağlarım kıta kıta. Sığınaklarında hücreler saklı: Hükmünde aşkın Garip bir aksan: Akıp akmadığı da belli değil Bunca rahmeti Nereye sığdıracağım? Aklımdan gelip geçen, Tümden gelen neşemde Bariz bir yanılgı Ve vicdan azabı: Ölüme yenik düşen bir devran Her gün taşan bedenler Kabrin bile yetersiz kaldığı Tekmili birden Göğün, yerin, görünmeyenin peşrevi Adeta bir isyan Yine üreyen insandan. Doğasında saklı madem yazgısı Ya da yazgısında Kehaneti sırtlanmışken Kırık ve sırlı aynalar Neyin maruzatı bu olup biten? Ya da kaybına bir ayraç koyup ömrün Bir milat daha bellemek Bilinmedik bir zamanda Denk düştüğüm denkleme sığmakla Sığınmak arasında gidip geldiğim… Bozguna uğrayan muradı mı benliğin? Ve kazan kaldıran beylik öfkemle Yenik düştüğüm asalet, Asilden bozma Hangi medeniyet Bunca olup biteni anlamadan Dünyadan dünyaya göç Nasıl ki durdurulamıyor, Nedensiz bir varlığın Uğradığı hezimetle yıkılan gök kubbe. Belli ki afakı hazanın Belirsiz bir galibiyet Aslında mazluma dair bir sunum Huzurdan uzak gölgesinde aşkın, Gerilen yüreğin bam telinde Özleme dair ne çok safsata Dünde kalmanın acısını sindiremezken Yeni bir günden de kesmişken umudu Yine çapağında geleceğin Birikeni görmezden gelmek Yeter ki; Bilinmezin merhametinde yok olayım. |