Benimle Kalbenimle kal ! benimle... dedi bir bulut kümesinin içinde belirli belirsiz bir ses ve sonra gittikçe yaklaşan siren sesleri yüzüstü müydüm sırtüstü mü kollarım, ayaklarım var mıydı yok muydu aklım, çok uzaklarda bir yerdeydi sanki en son bir kahvehanenin önünde bekliyorduk bir kamyonet yanaşmıştı sonra altı kişi lazımmış biz on beş, yirmi kişiydik en az inşaat malzemesi taşınacakmış dört ve beşinci katlara o, bu, şu derken kendimi kamyonetin arkasında bir yer bulmuştum altı şanslı kişiden biri olarak zira günler, haftalarca bir iş tutamayan arkadaşlarımız vardı ah demiştim oysa ben şu asansör boşluğu koca ağızlı bir ejderhayı andırıyor diye |
ah bir de unutmak olmasa..