Vedasız bu gidişler dönüş için umuttu…
nefesimle bıraktım yürek yangınlarımı esen yellere,
hicranları katarak. dileğim odur ki sevgili, seni de yaksın, küle çevirsin bu aşk. biliyorum, kutup rüzgârları esiyor kalbinde, sana ulaşan sevgim üşür sahillerinde. şehrin kenar mahallesi gibi, düşlerle avunur yoksul harabe gönlüm, baktıkça yalılara… dalgalar küsmüş sahile, martılar ağıt içinde. yalpalıyor kıyıda sahipsiz kalan gemi, ha battı, ha batacak. ağıt yok dilimde, sanma ki yüreğimde ılık meltemler, ciğerim yanıyor sevgili. girmesem de tuzlu sulara, kesiliyor nefesim anılara daldıkça. ha boğuldum, ha boğulacak… aşıkların yüreği kanar diyorlar da, benim ellerim kanıyor. tuşlara dokunan parmaklarım titreme nöbetinde, sen yazıyor her dokunuş, sen düşüyor yanaklarımdan usulca. yolun sonuna doğru hızlanır ya sürücü, hızlanıyorum sona. vedasız olmalı gidişim sensiz bir Dünya’dan, vedasız alsın beni ölüm. vedasızdı gidişin… ufku kanatırken Güneş sabahın seherinde, duygularımı sarar hüzün dolu intizar. taşıyamaz inan ki gözümden düşen yaşlar, bu aşkın günahını. saklanır ruhumun derinliklerine geceden kalma ahraz düşler, ağlatır için için sensizliğe sevgili. bir resim yansır aynaya, nefret kusan bakışlarda sessiz fırtınalar. yükseklere düşen kar taneleri, yağıyordu sanki yüreğime, doğan güneşe inat… ölü doğmuş umutlar, gebe kalır yeniden akşamın karanlığına. vedasız bu gidişler dönüş için umuttu. ‘’kahverengi bakışlar’’: Onlar beni avuttu. Mehmet Macit 06.02.2017 Dikili/İzmir |