”erzurum”
çay koy dadaş
rengi kan kızıl,demi zifir tek şeker kıtlamalık tandır lavaş, biraz göğermiş peynir karbeyaz yüzü dedemin Lalapaşa da cenaze öncesi kalabalık Taş mağazalarda beyazla koklaşan zemin kusurları örten kalın perdeler çekilir usul usul ,ezan öncesi elmacık kemikleri soğuktan al al oğullar yürütür kızaklarını platonik sevdaların yönüne önce kardan tepeleri sonra rüyaları deler demirleri kızakların.. kınasından artık çilesi çilesinden artık hayalleriyle gelinlik kızlar başak başak ümit dermekte sararmış topraklardan kış sonrası hoş gelirken nevbahar dîl sevda derdiyle sızlar hazan sökülür yeşeren yapraklardan bi’çay daha koy dadaş anlat nene hatunu , öyle filim gibi değil hey aslı gibi anlat, elindeki satır soğuk elindeki satır kan yaşmağından damenine damlayan süveyda değmemiş iffet ... miras bıraktığı servet.. dadaş bu son çayımı şekersiz içiyorum bir türkü seçiyorum "Kırmızı gül demet demet" dikeninde sükut etmiş merhamet türbe yokuşunda yorulan öykülerim Ey Erzurum ,bu alevden günlerde aklıma düşende ettiklerin seni tekrar tekrar defterimden silerim farzımuhal |
Dadaslarin diyarina selam olsun.
Eyvallah usta