Ebedi Baharım
I
Ey sebebi Ebedi Baharım -duy beni Eşkıya yüreğimle beklediğim yollarına Çiçek atan tanklarla geleceğim Siper et gövdeni, Tetikte titreyen el korktukça Vurdukça kalbine oklar Alevlenir kavga, Yetim bırakılmış ellerime, ellerini uzat Bu sessiz Bu soğuk sinema oyununa inat, Kimsesizliğime gülümsemeni kat... Bir yudum rest çekip hayata, Koyu menekşeye çalan gözlerine bakarak susasım var. Bir suç işleyip çatlayan dudaklarının yarasına Bir ömür sürelesim var. II Ey gözleri ıslak, Ebedi Baharım -duy beni "Hüsnü Yusuf çiçeği, Arnavut karanfili" gibi enteresan çiçekler getirebilirim. Yıllardır öyle biriktim ki; Hani bir gün yağmurlaşırsam başucuna, Kirpiklerini öyle bir kapat ki; çıkışım olmasın. Bırak, İhti yâr olayım bahtiyar olmayım. Kör bir gecenin koynuna, nur düşünce Yamalanmış günahlarımın boynuna ağır bir yük bindi epeyce... ve gözlerimi kısa bir müddet kapatıp, Müziğin sesini açıp, Sadık Gürbüze kulak verip Susarım. " Yusuf san kuyudan çıkılmaz değil Bu kara günlerden çıkılmaz değil Revadır bin ceza bu başa güzel Bu gece düşlerim dehşetli güzel Uzak dur bu gece gelme ey ecel " III Ebedi Baharım Duy beni. Belki de bugün düşlerim maviye boyanmıştır. Kalbine hicret sevdasıyla koparılmış takvimler Revadir. Tövbelerdeyim Yeminlerdeyim. Gagasında bir parça kırıntı taşıyan kuşlarda konmadı odamın pencere kenarlarına, Yüreğim,ellerinde hoyratça savrulan kırıntılar gibi ufalanır. Kabullenemez kuşlar mesafeleri, Kırıntıları kabullenemez. Görülmeyen ölümcül Mayınlar döşersin turablarıma Dayanamaz üryan kalp, Görmez misin halimi? Rahman ve Rahim Aşkına. Mahmut Barış |