1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
5402
Okunma
I
Ey sebebi Ebedi Baharım
-duy beni
Eşkıya yüreğimle beklediğim yollarına
Çiçek atan tanklarla geleceğim
Siper et gövdeni,
Tetikte titreyen el korktukça
Vurdukça kalbine oklar
Alevlenir kavga,
Yetim bırakılmış
ellerime, ellerini uzat
Bu sessiz
Bu soğuk sinema oyununa inat,
Kimsesizliğime gülümsemeni kat...
Bir yudum rest çekip hayata,
Koyu menekşeye çalan
gözlerine bakarak susasım var.
Bir suç işleyip
çatlayan dudaklarının yarasına
Bir ömür sürelesim var.
II
Ey gözleri ıslak,
Ebedi Baharım
-duy beni
"Hüsnü Yusuf çiçeği,
Arnavut karanfili" gibi
enteresan çiçekler getirebilirim.
Yıllardır öyle biriktim ki;
Hani bir gün yağmurlaşırsam başucuna,
Kirpiklerini öyle bir kapat ki;
çıkışım olmasın.
Bırak,
İhti yâr olayım
bahtiyar olmayım.
Kör bir gecenin koynuna,
nur düşünce
Yamalanmış günahlarımın boynuna
ağır bir yük bindi epeyce...
ve gözlerimi kısa bir müddet kapatıp,
Müziğin sesini açıp,
Sadık Gürbüze kulak verip
Susarım.
"
Yusuf san kuyudan çıkılmaz değil
Bu kara günlerden çıkılmaz değil
Revadır bin ceza bu başa güzel
Bu gece düşlerim dehşetli güzel
Uzak dur bu gece gelme ey ecel
"
III
Ebedi Baharım
Duy beni.
Belki de bugün düşlerim maviye
boyanmıştır.
Kalbine hicret sevdasıyla
koparılmış takvimler
Revadir.
Tövbelerdeyim
Yeminlerdeyim.
Gagasında bir parça kırıntı taşıyan
kuşlarda konmadı
odamın pencere kenarlarına,
Yüreğim,ellerinde hoyratça savrulan kırıntılar gibi ufalanır.
Kabullenemez kuşlar mesafeleri,
Kırıntıları kabullenemez.
Görülmeyen ölümcül
Mayınlar döşersin turablarıma
Dayanamaz üryan kalp,
Görmez misin halimi?
Rahman ve Rahim Aşkına.
Mahmut Barış
5.0
100% (1)