Üşür durur dilimde, söyleyemem
ışığın sustuğu,
Sözün karanlığında yokluğunun boşluğu bu Yoksa ne diye bir yara bu kadar acır İncitiyor akşam türküsünü dilimde kanar durur Zemheri ne zaman savursa seyrimde yalın ayak bir yenilgi Avuçlarımda barış rengi bir güvercin içimdeki şu kimsesizlik tınısı dökülür aynalara. **** aklıma düştüğün an ki ağrım Dağını arayan yol olur eylül den kalma yaprak dökümü Üşür durur dilimde, söyleyemem Kirli bir çığlık ateşin bedelinde geceyi ürkütmüş Işığına ihanet olmuş yaşlı bir zerre Yüzünü sürüp kutsal iç çekişlere sökmüş bir mevsim uykusunu Başını yasladığın derin yoklukta ılık bir kırgınlık eserken göğüs boşluğumda.. |