AYRILIK
Yürüyorum şehrin dar sokaklarında
Beton Yığınları üzerime gelmekte Canım sıkılıyor İçimde Fırtınalar kopmakta Koşar adımlarla, Sahile atıyorum kendimi Oturuyorum deniz kenarında Canlanıyor gözlerimde, Mazi de ne varsa Anlatmak istiyorum dertlerimi Denize, uçan kuşlara Denizle paylaşsam hırçınlaşıyor Köpürüyor dalga dalga Biri var aslında Yıllar önce soğuk bir kış gününde tanıştığım Özü, sözü bir Yüreği güzel, kendi güzel Varlığıyla bedenimi güneş gibi ısıtan Karanlık yollarımı ay gibi aydınlatan Sırrı mı, dertlerimi paylaştığım. Hani insan kendinden geçer de Birinden asla vazgeçemez ya İşte öyle biri Can gibi, yar gibi Onunla sohbet ederken Ara ara uçaklar inmekteydi şehre Bir gün o uçakların birinde olacak mı? Koşar adım karşılayacağım mı acaba? Hayali bile güzel işte gelmeyeceğini bilsen de Akşam ezanlarını birlikte dinlediğim Varlığıyla huzur bulduğum Neşe kaynağım, gün ışığımın Ne sesi var, nede kendi artık Sessizce giderken, bir parça koptu bedenimden Şimdi yağan yağmurlar da anlamsız Islak ıslak esen rüzgârlarda Dinlediğim şarkılarda tatsız Vedalaşmayı bile beceremedik Sözleri beynimin her hücresinde Sözlerimiz, gülüşlerimiz ayrıldı birbirinden Kazananı kim oldu ki bu ayrılığın Sonbaharda dökülen yapraklar gibi Şimdi bu ayrılığın hüznünü yaşamakta bedenim Her akşam ezanı olduğu gibi Bu akşam da bekleyeceğim Yarın da, ertesi günde Bu can bedenden çıkıncaya kadar Yine soğuk bir kış günü Üşümekte yorgun bedenim… 18/01/2018 Son Osmanlı |