"remz"
çakılınca gövdesi karla kaplı yollara
yuvasız bir sincapın hıçkırığı eritir buz tutmuş neferlerin gri gövdelerini şarlatan kahkahalar eşliğinde siyah pelerin giymiş bir kuğu gibi akarken egolar gölge mezarlığından kül yutar gibi muğlak gül tutar gibi mahrem fay çocuğu depremler kıpraşır sen her ağladığında yıldırımlar ,akisler ,korku hikayeleri ve sen yani gözlerin fesleğensiz ihtilaller devşirir ihtilal mağduru gözlerimden daha nasıl anlatsam bilemiyorum sonra neden bu detaysızlık kuştüyü yastığa diken doldurur vehmim çağlayanlar kentinde susuz kalmakmış hicran gözlerine bakamam kan kusar sensiz yanım bendeki bu zemheri kentsizler boranından sonra neden bu eylemsizlik farzımuhal |
yastığı başına düşman ederler...