eksik takvim yapraklarından
yerden
duman duman tütüp bir ağıt sarabilir mi bir ağacı.. yakabilir mi yemyeşil yaprakları çiçeğe durmuş dal uçlarını sevdayla işlenmiş kuş yuvalarını yakabilir mi bir ağıt... hasattan arta kalmış anızları harmanyerinde unutulmuş buğday tanelerini hamura serpilen tuzu savurabilir mi kör bir karanlığa.. bir ağıt bölebilir mi geceyi orta yerinden ham bir karpuz gibi bulandırabilir mi dupduru akan suyu neşeyle koşan bir çocuğu düşürebilir mi apansız yere.. bir ağıt ellerimi naçar dilimi lal gözlerimi ama eyleyebilir mi... kulaklarımda uğuldayan sesinin karıştığı mahur bir şarkı.. sensizlik kara bir ağıt gecelerime... |
sanki Munganın yalnız bir operası
selamlar