güller ve küllersize güller getiremem öremem saçlarınızı belik belik annem gibi ne kadar acım varsa göğsümden söker giderim de yine de ezip geçemem kalbinizi öl deyin öleyim şuracıkta yağdan kıl çekercesine ayrılır gerekirse bu kaba etim kemiğinden öldürmeyen ve dahi süründüren distopya bir şehir yaşadığım zaten biraz bundan biraz ondan biraz da şundan gidince de yaprak kımıldamaz yerinden alın bu başımın belasını desem ruhumu ortadan ikiye bölüp elinize versem beş para etmez yalnız karaborsa ya da açık artırma ne farkeder nirgendwo und diese haltlosigkeit buna benzer şeyler var işte anlatamadığım bir adım ötesi bostan koruluğuyken duvar olurum anca sınırlarınızı bölen gül’süz duvar hem de bayım! geriye ne kaldıysa fırtınadan bana da gösterin haritada gelin beraber katledelim sonra evlerden ırak unutulan yerlerimi biraz bana biraz sana biraz da ona iyi saklayın menfur dünyanızda şu yokettiğiniz güllerle küllerimi |
Biraz ayık biraz flu sözcükler gördüklerini unutmak ister gibi bulutlara tutunmaya çalışmışlar.
evlerden ırak unutulan yerlerimi
Tebriklerimle şair